İşte Bu yüzden bana Amerika'da liseye gitmemi söylemeleri saçmalıktı. | TED | لهذا في أمريكا، كان ذلك سخيفاً نوعاً ما أنهم قالوا أنه يجب علي الالتحاق بالمدرسة الثانوية |
Bu yüzden bu mektubu aldığında ben gitmiş olacağım. | Open Subtitles | لهذا في الوقت الذي تستلم فيه هذا, سأكون رحلت |
Bu yüzden banliyölerde sahte tebessümlerden ötesi bulunmaz. | Open Subtitles | لهذا في الضواحي لا يوجد أكثر خداعاً من ابتسامة |
Korkunu anlıyorum ama Bu yüzden bu sene gereken bütün güvenlik önlemlerini alıyoruz. | Open Subtitles | أنا أفهم خوفك لهذا في هذه السنة سنأخذ جميع إحتياطات السلامة |
Bu yüzden milattan sonra dördüncü yüzyılda istilacılar kütüphaneyi ve klasik uygarlığın dehasını yok etmeye geldiğinde onu savunmaya yetecek kadar insan yoktu. | Open Subtitles | و لهذا في القرن الرابع بعد الميلاد عندما أتت الحشود البربرية لتدمير المكتبة و عبقرية حضارةٍ عريقة |
Bu yüzden gerçek dünyada avukatlar ve mahkemeler var. | Open Subtitles | لهذا في العالم الحقيقي يوجد المحامون والمحاكم وكل شيء آخر |
Bu yüzden keşiş adayının armağanı bazen temizlenmek zorundadır. | Open Subtitles | لهذا في بعض الأحيان يتوجب تطهير عطيّة المُبتدئ |
İşte Bu yüzden evimizde "Enayi Listesi" adını verdiğim bir isim listesi bulunduruyoruz. | Open Subtitles | لهذا في منزلنا , ما أحب أن أُسميه قائمة المغفلين خاصتي , |
Bu yüzden, bu cuma eski usul bir okul balosuyla Greendale'in güzel yıllarına geri döneceğiz. | Open Subtitles | و لهذا في هذه الجمعه سنعود إلى عصر جريندييل" الذهبي" بحفل رقص كلاسيكي بالجوارب |
Hayır değil, ben de aslında Bu yüzden geldim. | Open Subtitles | أخمن أن هذه ليست "بيرسون سبيكتر ليت" لا, ليست هي لهذا في الواقع أتيت الى هنا |
Bu yüzden benim gerçeği bilme ihtimalime karşı, | Open Subtitles | لهذا في حال كنت أعلم بالحقيقة |
Bu yüzden, o gün Tohno-kun'a hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | لهذا في ذلك اليوم، لم أستطع قول شيء لـ(تونو-كون) |
Bu yüzden,sonunda kaybedeceksin | Open Subtitles | لهذا في النهاية ستسقط |