| Şey, muhtemelen tek katlı, babanın rahatça gezebileceği bir yer. | Open Subtitles | حسناً ربما بيت من دور واحد حتى يكون مناسب لوالدكِ |
| Sana uzanmak yerine... babanın bir imajına... tutunmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول التمسك بصورة لديّ لوالدكِ بدلاً من أن أحاول الوصول إليكِ |
| Sana veya Babana karşı önyargısı olmayan biri lazım bize. | Open Subtitles | أعتقد أننا بحاجة لشخص ما ليس منحاز لكِ أو لوالدكِ |
| Ve sana garanti ediyorum Babana sıçmadığını kanıtlamak için uzun bir yolun olacak. | Open Subtitles | وأضمن لكِ أنكِ سوف تخوضين طريقاً طويلاً لتظهري لوالدكِ إنكِ لستِ فاشلة تماماً. |
| -Dede! baban için bir kravat ve bir şişe de iyisinden şarap getirdim. | Open Subtitles | ربطة عنق لوالدكِ و زجاجة من النبيذ الفاخر. |
| - Evet, baban için özel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | ؟ نعم , كنتُ في مزاج لتحضيرها هدية بسيطة لوالدكِ .. |
| İyi. Git Babanla konuş, Bak bakalım seni götürebilir mi? | Open Subtitles | لابأس, تكلّي لوالدكِ, وانظري إن كان بمقدوره أن يقلّك. |
| Pekâlâ, hemen şu anda senin, babanın ve biyolojik annenin buradan çıkmasına izin vereceğim canlı olarak, sonsuza kadar mutlu mesut yaşayın diye. | Open Subtitles | , حسناً، سأسمح لكِ و لوالدكِ , و والدتكِ الحقيقية بالخروج من هنا أحياء، لتعيشوا حياة سعيدة أبدية |
| Ama babanın neyi onaylayıp onaylamayacağını ben söyleyemem. | Open Subtitles | لكن لا يُمكنني إخباركِ ما يُمكن لوالدكِ المُوافقة عليه. |
| Listeyi indirip Babana vererek kendini töhmet altında bıraktın gerçi babanın sana ihanet etmesi gerek, böyle bir şey yapmaz herhalde değil mi? | Open Subtitles | ورطتي نفسكِ بتحميل تلك القائمة واحضارها لوالدكِ لكن هذا يتطلب ان يخونكِ والدكِ |
| Bosna'da babanın başına gelen, aslında yapmak istemediği bir fedakarlıktı. | Open Subtitles | مهما كان ما حدث لوالدكِ فى "البوسنة" فقد كان تضحية لم ينوى فعلها |
| Şimdi gidip yüzüğü gizlice Babana vermeni istiyorum. | Open Subtitles | حسناً , الأن أريدكِ أن تقومي بإعطاء هذا الخاتم لوالدكِ |
| Tüm gününü, burada tek başına oturup, Babana olmuş ya da olmamış olan gizemli şeyleri düşünerek geçiriyorsun. | Open Subtitles | حسناً، لقد أمضيتِ وقتكِ بأكمله , محصورة هنا وحدكِ .. متوجّسة بشئ غامض ربّما يكون قد حدث لوالدكِ الحقيقي وربما لا |
| Seni, senin gibi birinin anlaması çok daha kolay. Bu yüzden Babana değil de sana geldim. | Open Subtitles | كم السهل كثيراً على شخص مثلك أن يفهمك لهذا آتيت إليكِ وليس لوالدكِ |
| Bunu Babana vermeni istiyorum. Bu çok önemli. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعطي هذه لوالدكِ و هذا في غاية الأهمية، موافقة؟ |
| Neden bunları baban için buzdolabına koymuyorsun genç bayan? | Open Subtitles | أيتها الفتاة الشابة, لمَ لا تضعين هذه في الثلاجة لوالدكِ |
| Masaya geçsene ablanla baban da orada. | Open Subtitles | لِمَ لا تنضمي لوالدكِ وشقيقتكِ على الطاولة؟ |
| Tamam, peki, Babanla sorunların olduğu için üzgünüm fakat en azından baban seninle aynı odada olabilir. | Open Subtitles | حسناً، أنا آسفة أن لديكِ مشاكل خاصة بوالدكِ ولكن علي الأقل يمكن لوالدكِ أن يتواجد معكِ في نفس الغرفة |
| Babanı onun mu öldürdüğü sorduğunda gözlerine bakmak istedin. | Open Subtitles | أردتِ، أن تري النظرة في عينيها عندما سألتها، عن قتلها لوالدكِ |
| Lütfen bana söyler misiniz babanızın başka bir çocuğu olduğunu keşfedip bana nasıl anlatmazsınız? | Open Subtitles | من فضلكِ ساعديني على فهم كيف أمكنكِ معرفة ان لوالدكِ ابنة اخرى و لا تخبريني بذلك |
| Babanıza yemin içtim Leydim. Size yardım edersem ve başarılı olursanız babanız beni öldürtür. | Open Subtitles | سيدتي، لقد أقسمت لوالدكِ إذا ساعدتكِ ونجحتِ |
| Git babacığına güven fonun hakkında ağla seni küçük sürtük! | Open Subtitles | و تذهبين لتبكين لوالدكِ عن مشاكل الثقة الخاصة بك أيتها العاهرة الصغيرة |