| Dr. Lawton, karaciğer sebepli hastalarınızdan sadece bu dördünün dövmesi ve piercingi var. | Open Subtitles | مقبول دكتور لوتون, من بين كل مرضى الكبد لديك هؤلاء الأربعة هم الوحيدون |
| Ve bu sevgili yıldız adayımız Dolores Fuller Janet Lawton'u oynayacak. | Open Subtitles | وهذ النجمة الرائعة دلوريس فولير التي ستلعب دور جانيت لوتون |
| Lawton iki NTAC ajanını yanlarında istemez. | Open Subtitles | لوتون لن يترك اثنان من عملاء الامن الوطنى يشتركون |
| Dr. Lewton, buraya getirilmişse bile, tespit etmek çok zor. | Open Subtitles | إذا الدّكتور لوتون جلب خلال هنا، سيكون أمرا صعب التقرير. |
| Sadece Dr. Lewton'ın istediklerini yapıyordu. | Open Subtitles | هو كان فقط يعمل العمل ذلك الدّكتور لوتون طلب منه. |
| Hekiminiz, Dr. Lawton karaciğer nakil listesinden çıkarılmanızla ilgili tam olarak hangi nedeni belirtti? | Open Subtitles | كما يرضي السيدة فلوريك ماذا أخبرك طبيبك المختص لوتون بشأن السبب الدقيق |
| Dr. Lawton'ın kararı sübjektif kriterlerle alınmıştı. | Open Subtitles | المعايير الطبية الموضوعية والشخصية كان رأي الدكتور لوتون وفق المعايير الطبية الشخصية |
| Dr. Lawton Marcus Orr, Sheryl Kirk ve Gabriel Elba kimdir? | Open Subtitles | أنقذي حياةً دكتور لوتون من هم ماركوس أور, وشيريل كيرك |
| Dr. Lawton'ın aşırı tomografi kullanımına dikkat ettiğiniz için çok teşekkür ederiz, Bay Haynes. | Open Subtitles | شكرأ لك سيد هاينز لمعاينتك الدقيقة لإفراط الدكتور لوتون بالتصوير الطبقي وشكراً لتقريرك وجود انحياز فيها |
| Dr. Lawton'on önyargısından muzdarip bildiğimiz dört hasta var. | Open Subtitles | عانوا من انحياز الدكتور لوتون أخمن أننا سنجد المزيد |
| Lawton beş yıl önce kovulmuştu ve o zamandan beri birçok terörist organizasyonla iş birliği yapmıştı. | Open Subtitles | سرح لوتون قبل خمس سنوات، ومنذ ذلك الحين تم ربط إلى العديد من المنظمات الإرهابية. |
| Lawton Senatör Joseph Cray'i de içeren rehineleri öldürmek amacıyla patlatılan bomba sonucu hayatını kaybetti. | Open Subtitles | توفي لوتون نتيجة انفجار المقصود لمجموعة من الرهائن، بما في ذلك السيناتور جوزيف كراي. |
| Cutter, geçen sene Floyd Lawton'a aşık olmuştu. | Open Subtitles | حسنا، كتر حقا سقطت لفلويد لوتون العام الماضي. |
| Springfield. Kansas City. Lawton. | Open Subtitles | "سبرينغفيلد"، "كانزاس سيتي"، "لوتون"، "دالاس"، "جاكسون". |
| Ve nefis, nefis, nefis masum genç kız gazeteci Janet Lawton rolünde Loretta King. | Open Subtitles | ...والفاتنة البريئة لوريتا كينع في دور المراسلة جانيت لوتون |
| Bunu yapmak zorunda değilsin Lawton. | Open Subtitles | لم يكن لديك للقيام بذلك، لوتون. |
| Belki de arabada kalmalısın, Lawton. | Open Subtitles | ربما يجب عليك البقاء في السيارة، لوتون. |
| Dr. Lewton öldürüldüğünde burada çalışıyordunuz. | Open Subtitles | أنت كنت تعمل هنا ليلة أمس عندما الدّكتور لوتون قتل. |
| Dr. Lewton'ın arabasında sıçanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك جرذان في محرّك سيارة الدّكتور لوتون. |
| Dr. Lewton, Amaru Vazosuna karşı yapılan protestoların Craig Horning'in kayboluşuyla bir alakası olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | الدّكتور لوتون يعتقد ذلك الإحتجاجات على جرّة أمارو... له شيء متعلق ب إختفاء كريج هورنينج. |
| Luton'daki hanın erzakı çoktu. Bu nasıl oluyor? | Open Subtitles | الحانة في (لوتون) كانت مجهزة بشكل كامل ما رأيك بهذا؟ |