| CIA bilgisayarlarından uzak duracaktım, sen de beni rahat bırakacaktın. | Open Subtitles | انا ابقى بعيداً عن حواسيب وكالة الاستخبارات وانت تتركينني لوحدي |
| Ben büyüyünce okula gideceğim. Şimdi rahat bırak beni. | Open Subtitles | سأذهب للمدرسة عندما أكبر، الآن دعني لوحدي |
| kendi başıma iki çocuk büyüttüm ve şimdi üniversiteye gitmek üzereler. | Open Subtitles | لقد ربّيت طفلين لوحدي والآن هم على وشك الذهاب الى الكليه |
| Hayır, öyle bir şey değil. Bunu kendim çalardım hep. | Open Subtitles | لا ، لا لقد كنت أعزف عليه لوحدي معظم الوقت |
| Dediğiniz gibi ben de yalnızım ve sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. | Open Subtitles | لان دة حصل أَنا لوحدي أيضاً و يسرّني جداً أن اُقابلُكم. |
| Paramı kazanıyorum, kendime ait bir dairem var yalnız başıma içiyorum. | Open Subtitles | أنا أكسب المال بنفسي وأنا أملك شقة خاصة بي أشرب لوحدي. |
| Her şeyi kontrol edemem ve bunu tek başıma yapamam. | TED | لا أستطيع التحكم بكل شيء، ولا أستطيع القيام بهذا لوحدي. |
| Siz beyler bir katkıda bulunacak mısınız yoksa sadece ben mi? | Open Subtitles | هل لديكم أي شئ تساهمون به أو أنا لوحدي سأقوم بذلك؟ |
| rahat bırakın beni, orospular! Kim olduğunuzu sanıyosunuz siz, ha? | Open Subtitles | اتركيني لوحدي أيتها العاهرة من تظنين نفسك ؟ |
| Filmi bulmaya çalışacağım. Peki ya sonra, beni rahat bırakacak mısın? | Open Subtitles | حسناً، سأحاول الحصول على الفيلم لذا أنك ستتركني لوحدي مع كل هذا؟ |
| Beni rahat bırak. Bütün gece boyunca yapmam gereken işlerim var. | Open Subtitles | دعيني لوحدي, لدي عمل كافي لأبقائي هنا طوال الليل |
| Yardımına ihtiyacım yok. O dans stüdyosunu kendi başıma alacağım. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى مساعدتك سأحصل على ذلك الإستوديو لوحدي |
| Burayı 5 yıllığına kiralamamış olsaydım kapatır kendi başıma bir kutucukta çalışırdım. | Open Subtitles | لولا توقيع إيجار 5 سنوات لأغلقت هذه الحفرة وأشتغلت لوحدي بعلبة كرتونية |
| Bunu kendi başıma halledebilirim. | Open Subtitles | لا، أعتقد أنه يمكنني أن أعالج هذا الشيء الصغير لوحدي |
| Ya bunu kendim ödersem? Bana ne kadara mal olur? | Open Subtitles | ماذا إذا دفعت تكلفة العملية لوحدي كم سيكلفني هذا ؟ |
| O zaman geçen hafta ben de özeldim. Gidip kendim bakacağım. | Open Subtitles | اظن اني كنت مميزة في المرة الماضية, لذا سادخل هناك لوحدي. |
| Ama bunu kendim halledeceğim çünkü ben asistanların işimi yapmasına müsaade etmem. | Open Subtitles | ولكنّني سأقوم بفعل ذلك لوحدي لأنّني لا أقوم باستخدام المساعدين للقيام بعملي |
| Madem artık yalnızım ben de böyle bir yere taşınayım. | Open Subtitles | يجب أن أحصل على شيء مثل ذلك خصوصا وأنا أعيش لوحدي الآن. |
| Bütün gün onlarla evde yalnızım ve onlara bazı sınırlar koymaya çalışıyorum sonra sen işten geliyorsun ve hepsini yerle bir ediyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم انني معهم لوحدي طوال اليوم فقط حاول ان تضع بعض الحدود انت تأتي بعد العمل لتذرف عليهم الدموع |
| Dikkatli olmalı ve vahşi doğayla yalnız başıma cesurca çarpışmalıyım. | Open Subtitles | لابد لي من الخروج و اكون شجاعا في البرية لوحدي |
| Kendinize çeki düzen verseniz iyi olur. Her şeyi tek başıma yapamam. | Open Subtitles | انت ايها الابله ينبقي ان تحسن لياقتك لا استطيع فعل ذالك لوحدي |
| Güzel kızların sadece bana dans ettiğini düşündüğüm sahne arkasına bayılırdım. | Open Subtitles | أحببت ما وراء الكواليس حيث بدت الممثلات وكأنهن يرقصن لي لوحدي |
| Beni buzdolabınızla beş dakika yanlız bırakın, sonra da anlaşırız. | Open Subtitles | أعطني خمس دقائق لوحدي مع ثلاجتك.. وستحصلين على الصفقه.. ؟ |
| Bir akşam, üç kızla birlikte okuma odasında yalnızdım. | Open Subtitles | احدي الليالي كنت لوحدي في غرفة المطالعة مع ثلاث بنات. |
| Andrew'un beni orada yapayalnız bıraktığındaki yüz ifadesini görmeliydin. Vay canına. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى النظرة في عينيها عندما تركني هناك لوحدي. |
| Hayır. Bu seferki gerilim türünde. yalnızken dinlemek istemem. | Open Subtitles | لا ، إنها حلقة مرعبة ولا أحب حلقات الرعب عندما أكون لوحدي |