"ليذهب إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • gitmeye
        
    • gitmek için
        
    • 'da dolaşmak için
        
    • gitmezdi
        
    • sinemaya
        
    Önce, beni yüzüstü bırakarak cennete gitmeye çalıştığını öğreniyorum. Open Subtitles أولا، إكتشفت أنه تخلص مني ليذهب إلى الجنة
    Adam açık açık hastaneye telekız çağırıyor ve ganyan bayisine gitmeye üşendiği için bahisçiler ile kumar oynuyor. Open Subtitles إنّه يجلب العاهرات علناً بالمستشفى ويقامر مع وكلاء الرهان لأنّه كسول جدّاً ليذهب إلى حلبة المقامرة وأنتَ تسأل عن بعض...
    İlk suç, Arabalı arkadaşı kendisini ekince, genç adam Manhattan'daki bir partiye gitmek için babasının taksisini kaçırdı. Open Subtitles الجريمه الاولى بعد ان تخلى عنه صديقه الذى لديه سيارة أخذ شاب سيارة أجره والده دون إذن ليذهب إلى حفله بمنهاتن
    İş fuarına gitmek için Mercedes mi çaldı? Open Subtitles سرق سيارة مرسيدس ليذهب إلى معرض الوظائف؟
    Evet, Kyrkistan'da dolaşmak için çok manyak bir vakit seçmiş. Open Subtitles حسناً ، لقد اختار وقت شيء للغاية ليذهب إلى كيركستان
    Evet, Kyrkistan'da dolaşmak için çok manyak bir vakit seçmiş. Open Subtitles حسناً ، لقد اختار وقت شيء للغاية ليذهب إلى كيركستان
    Benden önce hiçkimse gitmezdi oraya. Open Subtitles لم يكن أحدٌ ليذهب إلى هناك قبل أن آتي أنا
    Ve eğlenmek gibi şeylerin dışında, birisine sinemaya gitmesi ve sizin adınıza eğlenmesi için para vermezsiniz. Ya da en azından şimdilik. TED وبمعزل أيضًا عن أشياء مثل التسلية، فأنت لا تدفع مالا لأحد ليذهب إلى السينما ليتسلى عوضًا عنك. أو على الأقل ليس في الوقت الحالي.
    Evet ama o sadece bara gitmek için kullanıyordu,birinin işini almak için değil. Open Subtitles أجل، ليذهب إلى حانة وليس لأجل وظيفة
    Güney'e gitmek için başkana ihtiyacımız yok ki. Open Subtitles نحن لانحتاج الرئيس ليذهب إلى الجنوب
    En son bir kontrol noktasında çalıştığımızda Hobbs dişçiye gitmek için erken ayrılmak zorunda kaldı, değil mi? Open Subtitles في المرة الاخيرة كنّا نعمل عند نقطة تفتيش فكان على (هوبز) المغادرة مبكراً ليذهب إلى طبيب الاسنان
    Eğer burada olsaydım belki de Georgie gemiye gitmezdi. Open Subtitles لو كنتُ هنا، ربما ما كان (جورجي) ليذهب إلى تلك السفينة
    Kendisi için öyle partilere hiç gitmezdi. Open Subtitles ما كان ليذهب إلى الحفل لنفسه.
    Ama size, "Bu salonda kimler sinemaya gidip, Hollywood yapımı bir savaş filmi izlemek için para verdi?" diye sorsam, muhtemelen çoğunuz elinizi kaldırırsınız. TED لكن لو سألت كل من يتواجد في هذه الغرفة، من سيدفع المال ليذهب إلى السينما ويستمتع بمشاهدة فيلم حربي لهوليوود، أغلبكم على الأرجح سيرفع يده.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus