ABD ekibinde. Bu arada ABD takımındaki diğer iki koşucu da kötü değiller. | TED | كما أن مستوى المتسابقتين الأخريين مع المنتخب الأمريكي ليستا سيئتين أيضاً. |
İki ülke, ikisi de zengin ama eşit şekilde iyi değiller. | TED | بلدان، كلاهما غنية، ليستا غنيتان بشكل متساوٍ. |
Şey onlar uğursuz değiller. | Open Subtitles | حسناً, انهما ليستا شريرتان أعني, نهم لقد صعقتاني |
Tek yumurta ikizi olsalar da bütünüyle özdeşleşmiş değiller. | Open Subtitles | بالرغم من أنهما توأم متماثل، فهما ليستا متطابقتين تماماً. |
Sağ ve sol elleriniz gibi, aynı görünüyorlar fakat sağ elinizi eldivenin sol tekine sokmaya çalışmak aynı olmadıklarını kanıtlıyor. | TED | كيديك اليمنى واليسرى، تبدوان متشابهتين، لكن محاولة وضع يدك اليمنى في القفاز الأيسر يتثبت أنهما ليستا كذلك. |
Benim değiller biliyorum. Yine de benim sorumluluğumdalar. | Open Subtitles | أعلم أنّهما ليستا ابنتيّ، لكنّهما مسؤوليّتي. |
Hayır Alan, değiller. Ama ikisi de yaşlı hanımlar. | Open Subtitles | نعم يا آلن ليستا متشابهتين، لكن كلتاهما امرأتان طاعنتان في السنّ |
Benim değiller biliyorum. Yine de benim sorumluluğumdalar. | Open Subtitles | أعلم أنّهما ليستا ابنتيّ، لكنّهما مسؤوليّتي. |
Hayır değiller... Onları bulun, çabuk! | Open Subtitles | لا ليستا هنا ابحثي عنهما سريعاً |
Düşündüğün kadar birbirlerinden farklı değiller. | Open Subtitles | إنهما ليستا مختلفتين كما تظنّين |
O kızlar nereliydi? Buranın yerlisi değiller. | Open Subtitles | -من أين كانتا هاتين الفتاتين, ليستا من هنا, صحيح؟ |
Evet, pek iyi dinleyici değiller, değil mi? | Open Subtitles | اجل ليستا مستمعتان جيدتان اليس كذلك؟ |
Kardeşleriyse pek güzel değiller. | Open Subtitles | الأختان الأخريتان ليستا جميلتين كثيراً |
Özdeş ikiz değiller. | Open Subtitles | بأنهما ليستا توأمتين متماثلتين. |
Erikssons ve Vacarros'lar sadece aile değiller iş adamlarılar. | Open Subtitles | إن عائلتي " إيريكسون " و " فاكارو " ليستا مُجرد عائلتين إنهم رجال أعمال |
Sanırım Justina'yla birlikte yaptığım iş hakkında çok da heyecanlı değiller. | Open Subtitles | أظن أنهما ليستا متحمستان للعمل الذي أقوم به إلى جانب (جوستينا) |
Aynı değiller. | Open Subtitles | ليستا متشابهتان |
Şu anda iyi değiller. | Open Subtitles | ليستا بخيرٍ الآن |
Çünkü burada değiller. | Open Subtitles | لأنهما ليستا هنا |
Anne ya da abla diyebileceğim biri yok büyükbabam hiç var olmadıklarını düşünmemi söyledi. | Open Subtitles | ليس هناك أحد أستطيع مخاطبته بأمي أو أختي قال جدي إن عليّ التفكير بأنهما ليستا موجودتَين من الأساس |
Ve Samantha Lee ve partneri Kelly Reyes, tecrübeli Diana Wilkes ve Jen Crowe karşısında kolay lokma olmadıklarını kanıtladılar. | Open Subtitles | و "سامانثا لي" و "كيلي رييس" أثبتا أنهما ليستا خصمتان سهلتان "لجماعة المحاربين القدامى "ديانا ويلكس" و "جين كرو |