"ليست لك" - Traduction Arabe en Turc

• senin değil
• senin için değil
• sen değilsin
• sana değil
• senin değilse
• değil misin
• sana göre değil
• Senin olmadığını
• sizin için değil
• sizin değil

Bak, bu oda senin değil. Bizim. Paylaşıyoruz.
اسمعي الغرفة ليست لك وحدك نحن نتشارك بها

- Harlem'i istiyorlar, aşağısı kurtarmaz. - Artık senin değil ki veresin.
يريدون هارلم ولاشيء دونها- إنها ليست لك لتعطيها، ليس بعد الآن-

Birinci kural, ilk kurşun senin için değil.
القاعدة رقم واحد، الرصاصة الأولى ليست لك.

Benim için çok geç, ama senin için değil.
الآن حان وقت متأخر جدا بالنسبة لي، و ولكنها ليست لك. هل يمكن انقاذه .

Komik değil. Bu sadece, sen değilsin.
إنها ليست مضحكة إنها فقط، انها ليست لك

Benim için iyi şans, sana değil üzgünüm.
حظا سعيدا بالنسبة لي ليست لك, آسف

- Bırak onu. senin değil.
ضع هذه من يدك الآن إنها ليست لك

-Bu pizza senin değil mi dostum?
هذه البيتزا ليست لك ، أليس كذلك ؟ لا

Yapma. Hem o senin değil.
إنها ليست لك إنها من أجل رايموند

Şuradaki taş dışında; o da senin değil. Büyük taşın yanındaki küçük taş.
عدا هذه الصخرة هناك فهي ليست لك

Yani, para sayma makinesi mi senin değil, araba mı?
إذا الآلة ليست لك ولا السيّارة أيضاً؟

Cebinde bulduğum 15 paket uyuşturucu senin değil miydi?
...هذا ليس إذن ، هل الأكياس 15 من مادة كريستالات الميث التي وجدتها أنا في جيبك ليست لك ؟

Hey Joel, salıncak kızın için, senin için değil !
هاى " جويل " من المفترض أن الأرجوحة لإبنتك و ليست لك

Parti senin için değil! Ailen için! Onların arkadaşlarını davet et.
هذه ليست لك إنها لأبويك ندعو أصدقائهم

Bu onlar için, Raghu , senin için değil.
هذا بالنسبة لهم ، اخي راغو ، ليست لك.

- Golf arabasını istiyorum. - Ama golf arabası senin için değil.
أريد عربة الغولف - لكن عربة الغولف ليست لك لتأخذها -

Bu sen değilsin.
حسنا , انها مجرد ليست لك.

Bir sevgilim var ve omuzlarım ona ait; sana değil.
لدي حبيب, وهذه الأكتاف له, ليست لك.

Bunlar senin değilse, o zaman kimin?
إذا كانت هذه ليست لك ؟ فلمن ؟

Ama böyle bir listeye sahip olmak için biraz genç değil misin?
شكرا لك. ولكن ليست لك قليلا الشباب لديك قائمة دلو؟

Kaç kez açık açık söyledim sana kızım sana göre değil.
, و قد ابلغتك بوضوح شديد ... ان ابنتي ليست لك...

Pençelerin Senin olmadığını bilmek yeter.
تعرف ما يكفي لتعرف ان المخالب ليست لك

sizin için değil, sizinle çalışacağım söylenmişti.
قيل لي كان هذا حوالي العمل معكم، - ليست لك. - نعم فعلا.

sizin değil. değil mi?
انها ليست لك ، صحيح؟