Karmaşık ama imkansız değil | Open Subtitles | صعبة ولكن ليست مستحيلة لم يقوموا بمسح آخر أوامر من على القمر |
Önümüzde zorlu bir görev var, ama imkansız değil. | Open Subtitles | المهمة التي تنتظرنا صعبة لكنها ليست مستحيلة |
Bitmesi gerektiği anlamına gelmez. Uzun mesafe ilişkileri imkansız değil. | Open Subtitles | أعني , ذلك لا يعني أن العلاقة يجب أن تنتهي العلاقات الغراميّة عن بُعد ليست مستحيلة |
Europa'da yaşam zor olabilir, ama imkansız değil. | Open Subtitles | "قد تكون الحياة على "أوروبا قاسية، لكن ليست مستحيلة |
Başkalarının çok zor dediği şey, "imkânsız değil" demektir. | Open Subtitles | الإحتمالات البعيدة كما تبدو للآخرين ليست مستحيلة |
Ama imkansız değil. | TED | ولكن ليست مستحيلة. |
- Zor. İmkansız değil. | Open Subtitles | - مهمة صعبة و لكن ليست مستحيلة - |
- Zor. İmkansız değil. | Open Subtitles | - مهمة صعبة و لكن ليست مستحيلة - |
Zor, ama imkansız değil. | Open Subtitles | - مهمة صعبة و لكن ليست مستحيلة - |
- Zor. İmkansız değil. | Open Subtitles | - مهمة صعبه و لكن ليست مستحيلة - |
Hayır, hayır, İmkansız değil, Paul. | Open Subtitles | لا , لا ليست مستحيلة , يا بول |
İmkansız değil. | Open Subtitles | إنها ليست مستحيلة. |
- Hayır, imkansız değil. | Open Subtitles | - لا، انها ليست مستحيلة. |
İmkansız değil. | Open Subtitles | ليست مستحيلة |
Bu iyi haberdi. Çünkü bu artık imkânsız görevlerin o kadar da imkânsız olmadığını gösteriyordu. Sezgilerimiz bizi yönlendiriyorsa bir şekilde bizi pozitif zincirleme reaksiyona yönlendiriyordu. | TED | وهذا خبر جيد، لأن ذلك يعني أن المهام المستحيلة ربما ليست مستحيلة بعد كل شيء، إذا تبعنا حدسنا فستقودنا بطريقة ما نحو سلسلة من ردود الفعل الإيجابية. |
Bu nedenle, bir dövmeyi sildirmek hâlâ yaptırmaktan çok daha zor; ama imkânsız değil. | TED | لهذا ، إزالة الوشم لا تزال أصعب من الحصول على وشم لكنها ليست مستحيلة . |