| Eğer yapabileceğinizin en iyisini yaptıysanız, skorun bir önemi yok. | TED | فإن كنت قد فعلت ما باستطاعتك، فالنتيجة ليست مهمة. |
| Ve bana verdiğiniz parametrelerle, bu kolay bir görev değil efendim. | Open Subtitles | ومع المتغيرات التي اعطيتني في العمل, هذه ليست مهمة سهلة سيدي. |
| Parmak izleri bulundukları yer kadar önemli değildir. | Open Subtitles | البصمات نفسها ليست مهمة بقدر مكان وجودها |
| Bu arada, sanat sadece matematik notunu artırdığı için önemli değil. | TED | وعلى فكرة، الفنون ليست مهمة فقط لأنها تحسن درجات الرياضيات. |
| Bu bir kurtarma görevi değil. Beni dinleyin. Bu bir saldırı. | Open Subtitles | إنها ليست مهمة إنقاذ أصغِ إليّ ، إنه هجوم |
| Tabelayı boşver. Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | لا، انسي تلك الإشارة ليست مهمة |
| Bombalama görevi değildi doğru mu ? | Open Subtitles | ليست مهمة تفجير,اليس كذلك؟ |
| Kolay bir iş değil, ama tabii, içeri gel. | Open Subtitles | ليست مهمة سهله، لكن بالطبع تفضل |
| Bu Afganistan'ın önemli olmadığı anlamına gelmiyor, ama dünya üzerinde dahil olmamız gereken 40 ülkeden biri olduğu anlamına geliyor. | TED | ولكن هذا لايعني أن أفغانستان ليست مهمة ولكنها واحدة من 40 دولة تحتاج التدخل الدولي |
| Servetin önemi yok, çocuk. Önemli olan güvende olman. | Open Subtitles | الثروة ليست مهمة يا فتى، المهم أنك بأمان |
| Demek ki cinayet silahı ve kurban seçiminin önemi yok. - Geriye ne kalıyor? | Open Subtitles | إذاً، صفات الضحايا وسلاح القتل ليست مهمة لهذا الرجل، ماذا تبقى لدينا؟ |
| Ama bilirsin, sayıların pek de önemi yok. | Open Subtitles | لكن أنت تعلم، الأرقام ليست مهمة إنها ليست أجزاء من فطيرة |
| Rahatla, 007, bu bir görev değil. Bu sadece keşif. Güzel. | Open Subtitles | فلترتح يا "بوند" 007 إنها ليست مهمة إنما هى عملية إستطلاع |
| Bu kolay bir görev değil ve önünüzde birçok tehlike var. | Open Subtitles | انها ليست مهمة بسيطة والعديد من المخاطر امامكم |
| Bu bir görev değil, kuru temizlemeden kıyafetleri almak gibi değil. | Open Subtitles | هذه ليست مهمة مثل الحصول على الملابس القادمة من التنظيف الجاف، حسنًا ؟ |
| Belki de o tip şeyler sandığım kadar önemli değildir. | Open Subtitles | حسناً, ربما هذه الأشياء ليست مهمة بقدر ما أعتقدت |
| Görünüş önemli değildir. | Open Subtitles | . المظاهر ليست مهمة |
| Bu da Olimpiyatlar. Altın madalya. önemli değil. | Open Subtitles | هذه ميدالية الأولمبيات الذهبية ليست مهمة. |
| Bu zekice bir hamle, intihar görevi değil. | Open Subtitles | إنها حركة ذكية، ليست مهمة انتحارية. |
| Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | ليست مهمة. |
| Arthur'un görevi değildi bu, senin görevin. | Open Subtitles | (ولهذا فهذه ليست مهمة (آرثر إنها مهمتك أنت |
| Ayrıca süperanne olmak kolay bir iş değil. | Open Subtitles | والأمّ الخارقة ليست مهمة سهلة. |
| Kadınlara hamilelikte seks alınmaya değmeyecek bir risk dediğimizde, aslında ona söylediğimiz şey, onun cinsel arzularının önemli olmadığı. | TED | أقصد عندما نخبرها أن الجنس لا يستحق المخاطرة أثناء الحمل ما نخبرها به أن رغبتها الجنسية ليست مهمة. |
| Ama bileşenleri daha ucuza alabildiğin için değil, tamam mı? | TED | وهي ليست مهمة لأن بإمكانك شراء القطع بسعر أقل، حسنًا؟ |
| Fiziksel parçalar da bu parçalara dahil tabii ki; beyin, vücut ve kollar gibi ama aslında çok önemli değiller. | TED | والآن بالطبع هذه الأجزاء قد تكون جسدية أيضًا، العقول والأجساد والساقين وهذه الأشياء، ولكن هذه الأشياء ليست مهمة في الحقيقة. |
| Birleşme önemsiz bir şey olduğu için değil, fakat kızların genelde huzursuzluk ve acıyla bağdaştırdığı bu eylemin, cinsel erişkinlik tabakasında bir çizgi olarak var sayılması -- çok daha anlamlı, her şeyden daha fazla hayatı değiştiren bir şey olması -- sorgulamaya değer bir şey olduğu için. | TED | ليس لأن ممارسة الجنس ليست مهمة لكن لأنها تستحق التساؤل لماذا نعتبر هذا التصرف الوحيد والذي تربطه معظم الفتيات بعدم الراحة، أو الألم ليكون نقطة لا يمكن تجاوزها للنضوج الجنسي-- هناك الكثير ذا معنى، وهناك الكثير من التحويل أكثر من اي شيء آخر. |