| Duyduğun ile ilgili ne düşündüğünü bilmiyorum ama kız arkadaşım falan yok. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ما قد إعتقدتى أنكِ سمعتية ولكن ليسَ لدى صديقة |
| Weigert'ın kaliteli hizmet vermek için isteği yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى وايغيرت حافِز لتأمين رِعاية ذات جودَة |
| Çekincelerin olduğunu biliyorum ama benim yok. | Open Subtitles | أنا أتفهمُ أنكِ لديكِ بعض الشكوك ولكننى أريدكِ أن تعلمى أننى ليسَ لدى أى شك |
| İhbarcının yalan söylemesi için bir neden yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى المُخبِر أي دافِع للكذِب |
| Salak aynasızların kimin yaptığına dair bir fikirleri bile yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى الضُباط فكرة عمَّن قامَ بذلك |
| Hiçbir fikrim yok. Islah evinde mi? | Open Subtitles | ليسَ لدى أدنى فكرة , فى الإصلاحية ؟ |
| Ailem yok, hobim sayılır. | Open Subtitles | ليسَ لدى عائلة , لقد أصبح هوايتى الأن |
| Gidecek biyerim yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى مجال للفرار |
| Başka yapacak bir işim yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى شئ أخر أفعله |
| Sneperger'ın burada hiç arkadaşı yok ama. | Open Subtitles | حسنًا ، ليسَ لدى "سنيبرجر" أصدقاء هنا |
| - Konuşacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى ما أعطِيه. |
| Morty'lerin bir Rick'i alt etme konusunda hiçbir şansı yok. | Open Subtitles | (ليسَ لدى الـ(مورتي (أي فرصة لهزيمة الـ(ريك. |
| Richard'ın evrimin milyarlarca yıl boyunca takip ettiği yolu izleyecek zamanı yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى (ريتشارد) مليارات السنوات ليُشاهد التطور أثناء عمله. |
| - Kız arkadaşından. - Kız arkadaşım yok benim. | Open Subtitles | صديقتكَ - ليسَ لدى - |