Eve gelmek istemediğimden değil anne. | Open Subtitles | لتطابق شفاهك وهي باردة أمي ليس أنني لا أريد العودة |
- Benim dediğim... Senin dediğin, yapamazsın demek değil. Yapmamalısın demek. | Open Subtitles | ما تقوله ليس أنني لا أستطيع بل تقول أنه لا يجب علي |
Yardım etmek istemediğim bir şey değil. Sinir olduğum şey, gene onun peşinden gitmeni görmek. | Open Subtitles | إنه ليس أنني لا ارغب في مساعدتك انه فقط انني اكره رؤيتك تركض خلفه مجددا |
Tanımadığım birinden çiçek almak istemediğimden değil tanrı biliyor bir kaç kez aldım da ama sanırım yanlış odaya geldiniz. | Open Subtitles | ليس أنني لا أقبل الزهور من رجال لم أقابلهم من قبل لأنني قبلت بها من قبل لكنني أظن أنك دخلت الغرفة الخطأ |
Korkarım seni durdurmam gerekecek kovboy, yani... - ...hoşuma gitmediğinden değil. | Open Subtitles | -ربما أني سأوقفك هنا الآن , ليس أنني لا أقدر العرض |
Seni takdir etmediğimizden değil ama haddini aşan biri olduysa-- | Open Subtitles | ليس أنني لا أقدرك لكن لو تجاوز أحد حدوده |
İçine etme. Bak, sana güvenmediğimden değil, güveniyorum. | Open Subtitles | لا تفسديها حسنا، إنه ليس أنني لا أثق بك على العكس |
Sevmediğimden değil, tüm sınıfın doldurduğu bir partide bulunmak en son isteyeceğim şey. | Open Subtitles | انه ليس أنني لا احبها... ان الأمر فقط ان حفلة فيها طلاب فصلنا. |
Bunu istemediğimden ya da takdir etmediğimden değil, çünkü gerçekten öyle. | Open Subtitles | اسمع ، الأمر ليس أنني لا أريد أو أنني لا أقدّر ذلك لما آلت إيه الأمور ولكن |
Seni temin ederim, seni sevmediğim için değil bu. | Open Subtitles | كوني واثقة أن هذا ليس أنني لا أحبك |
Bebek istemediğimden değil. | Open Subtitles | ليس أنني لا أرغب في إنجاب أطفال. |
Davetinizi beğenmediğimden değil ama... | Open Subtitles | و أريدك أن تكون موجوداً ...ليس أنني لا أقدر الدعوة |
- Hayır, onları sevmediğimden değil. Onları çok karmaşık buluyorum. | Open Subtitles | ليس أنني لا أحبها بل لأنني أجدها معقدة |
Bu seni istemiyorum demek değil, istiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس أنني لا أريدك أن تفعل, أنا أريد |
Haklısın. "Sana burada ihtiyacım yok" değil "seni burada istemiyorum" olacaktı. | Open Subtitles | ليس أنني لا أحتاجك ولكنني لا أريدك |
Onu sevmediğimden değil, biliyorsun. | Open Subtitles | ليس أنني لا أحبه، وأنت تعلمين. |
Bilmediğimden değil, takmıyorum. | Open Subtitles | ليس أنني لا أعلم بقدر ما أنني لا أهتم |
Detone olarak Imagine Dragon söylemenden hoşlanmadığımdan değil ama tekrar ne zaman araba alacağına dair bir filrin var mı? | Open Subtitles | الأمر ليس أنني لا أحب الإستماع غنائك الغير مُتق لفرقة "ايماجن دراقنز" لكن ألا تعلم متى ستسترد سيارتك؟ |
Hayır, umursamadığımdan değil, umurumda tabi. | Open Subtitles | لا، ليس أنني لا أهتم ولكني أهتم تماماً |
Hayır, istemiyorum değil. | Open Subtitles | ليس أنني لا أريد |