"ليس شيئاً" - Traduction Arabe en Turc

    • şey değil
        
    • şey yok
        
    • birşey değil
        
    • bir şey değildir
        
    Kapıyı ardına kadar açık gördüm. Bugünlerde pek akıllıca şey değil. Open Subtitles ، رأيت الباب مفتوحاً . أنه ليس شيئاً حكيماً تلك الأيام
    Yani bu çok eğlenceli, ama daha önce görmediğim bir şey değil. Open Subtitles أعني أنه ممتع و لكنه بالتأكيد ليس شيئاً لم أره من قبل
    Bu çok sık karşılaştığın bir şey değil, öyle değil mi? Open Subtitles هذا ليس شيئاً مررت به كثيراً في حياتك أليس كذلك ؟
    Bunda da utanacak hiçbir şey yok, değil mi canlarım? Open Subtitles وهذا ليس شيئاً أخجل منه , اليس كذلك يا إخوتي
    Kesinlikle mantıksız birşey değil. Ekonomik olarak da etkin bir uygulama. TED هذا ليس شيئاً معقولاً لفعله . إنه شيئ كفء اقتصادياً لعمله
    Bu çok şey istemek olabilir ama eğer rekabete hazırsanız kabiliyetlerinizin üstünde bir şey değildir. Open Subtitles هذا مطلب كبير و لكنه ليس شيئاً مستحيلاً اذا قبلتم التحدي
    Sonuncusu bence çok daha havalı ve kesinlikle bunu göstermeliyim. Şok cihazı ya da arabalar kadar uykunuzu kaçıracak bir şey değil ama bu da hangi tuşlara basıldığını çalıyor. TED الأمر الأخير وجدته رائعاً جداً، جداً، وعلي بالفعل أن أريه لكم، إنه في الغالب ليس شيئاً ستصابون بالأرق بسببه مثل السيارات أو منظمات ضربات القلب، لكن هو سرقة ضربات المفاتيح.
    Hayatınızı ve profesyonel kariyerinizi müzik videosu yönetmeni olmaya adadıysanız bunu fark etmek pek de harika bir şey değil. TED وهذا ليس شيئاً جيداً استنتاجه عندما تكون قد وهبت حياتك ومسيرتك المهنية لتكون مُخرج فيديوهات موسيقية.
    Beni aslında iki kere götürdü ki bu, küçük bir şey değil çünkü bu film çok sert ve +18'di. TED وجعلته يأخذني لمشاهدته مرتين، وهو ليس شيئاً سهلاً لأنه فيلم غير مسموح للأطفال مشاهدته دون مرافقة ولي الأمر.
    Ç ok heyecan verici bir şey, değil mi ya? Open Subtitles ليس شيئاً بالنسبة لى هل هذا شيئاُ مهماً ؟
    Bu söylediğin hoş bir şey değil. Open Subtitles هذا ليس شيئاً جميلاً لتقوليه, اليس كذلك ؟
    Bunu çok sık yapıyor musun, bilmiyorum ama onları öldürmemek lazım, bu hiç iyi bir şey değil. Open Subtitles انا لا اعلم اذا كنت تفعل ذلك دائماً لكن, لا تقتلهم, انه ليس شيئاً جيداً
    Bu, gizli servisin seni koruyabileceği bir şey değil. Open Subtitles هذا ليس شيئاً يمكن لدائرة المخابرات حمايتك منه
    Tamam, öyle olsa bile, bir şey değil yalnız de devam edilmelidir. Open Subtitles حسناً ، حتى لو نجحت ، إنه ليس شيئاً تفعليه بنفسك
    Liseli bir kızın kendine alacağı türden bir şey değil. Open Subtitles ليس شيئاً من الممكن أن تشتريه فتاة مدرسية لنفسها
    O kadar çok ölüm görmek, hiç de doğal bir şey değil. Open Subtitles كي تري كل هذا الموت ليس شيئاً طبيعياً أبداً
    Öyle bir şey değil. Yarışmacılardan biriyle birlikte oldum. Open Subtitles ليس شيئاً كهذا لقد فعلتها مع إحدى المتسابقات
    yapacağın çok şey yok ama vereceğin var Open Subtitles إنه ليس شيئاً يمكنك فعله، إنه شيء يمكنك منحه
    Hayır, büyük bir şey yok. Henüz yok. Open Subtitles كلاّ،ما من شيءٍ جللٍ، ليس شيئاً من هذا القبيل بعد.
    -A) tüm gece boyunca ayakkabılarını taşırsın, ve B) gecenin sonunda lobide ayaklarına masaj yaparsın, ve bu hiç kimsenin görmek isteyeceği birşey değil. Open Subtitles أولاً, سوف تحملهم طوال الليل و ثانياً, سينتهي بك المطاف معطياً إياها تدليك للقدم في الردهة و هذا ليس شيئاً يريد أي أحد رؤيته
    Çünkü Tanrı'nın size verdiği bir organı başkasına vermek zorla yaptırılacak bir şey değildir. Open Subtitles لأنّ إعطاءكِ عضواً وضعه الربّ في جسدكِ لشخصٍ آخر، ليس شيئاً يقوم به الإنسان غصباً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus