| Vatandaşlarımızın, devlet için daha iyi iş ortakları olmasını sağlayabiliriz, o kadar da zor değil. | TED | نستطيع حث المواطنين ليكونوا شركاء أفضل للحكومة، وذلك ليس صعباً. |
| Herhalde Çin mahallesinden. Tombstone'da bunu bulmak zor değil. | Open Subtitles | ربما من الحي الصيني ليس صعباً الحصول عليه في تومب ستون |
| Buna inanmak zor değil çaylak, ne de olsa seks hayatın yok. | Open Subtitles | ليس صعباً أن أصدق هذا بإعتبار أن ليس لديك علاقات |
| Bir avukat için o gece neyin oynadığını bulmak zor olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس صعباً على محامي أن يكتشف أي فيلم تم عرضه في تلك الليلة. |
| Bu pek de zor değildir fakat bu yeni vücutta hayatta kalmak için virüsün, bağışıklık sistemi tarafından yakalanıp yok edilmeden önce başarılı bir enfeksiyon oluşturması gerekir. | TED | هذا ليس صعباً للغاية، لكن ليبقى على قيد الحياة في هذا الجسد الجديد، لابد أن يحقق الفيروس عدوى ناجحة قبل أن يُكتشَف ويُقضَى عليه بواسطة استجابة مناعية. |
| Çok sert değil mi? | Open Subtitles | نعم؟ ليس صعباً جداً؟ |
| Hatırlaması zor değil. Sahne sağ, kamera sol. | Open Subtitles | الأمر ليس صعباً أن تتذكّري المسرح على اليمين والكاميرا على اليسار |
| El ele tutuşmak o kadar da zor değil, değil mi? | Open Subtitles | تشابك الأيادي ليس صعباً جداً, أليس كذلك؟ |
| Artık böyle şeyler çok zor değil artık arkadaşlarını ve kredilerini hatta diplomanı bile internetten temin edebilirsin. | Open Subtitles | هذا ليس صعباً تلك الأيام يمكنك الحصول على تقارير إجتماعية وحسابات بنكية وحتى شهادة جامعية على الإنترنت |
| Ateş etmek zor değil öldürmek tamamen farklı bir şey. | Open Subtitles | الإطلاق ليس صعباً لكن القتل شيء مختلف كلياً |
| Veda turunu nerede bitireceğini anlamak zor değil. | Open Subtitles | ليس صعباً توقع الأماكن التي ستتوقف بها عبر جولتك الوداعية |
| Eninde sonunda sınırı geçeceğini düşünmek o kadar da zor değil. | Open Subtitles | ليس صعباً التخيّل أنّك تجاوزت الحدّ أخيراً. |
| Sen manyak gibi davranmadan önce bu yeterince zor değil miydi sence? | Open Subtitles | أتظنين أن الوضع ليس صعباً بما يكفي دون أن تتصرفي كالمجانين؟ |
| Biraz sonra ilgisini neyin çekeceğini kestirmek neredeyse imkansız fakat tasmasını tuttuğum sürece hangi mesafede dolanacağını bilmek zor değil. | Open Subtitles | من المُستحيل توقع مالذي سيجذب إهتمامه لاحقاً, لكن ليس صعباً معرفةُ مالذي سيكون عليه مجال تِجواله |
| Çok zor değil. Ayda iki kere gidiyorum. | Open Subtitles | ذلك ليس صعباً أذهب إلى هناك مرتين في الأسبوع |
| Burada arkadaş bulmak çok da zor olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس صعباً أن تجد صديقاً في مكان كهذا. |
| Burada bu kadar fakir insan varken bu iş zor değildir. | Open Subtitles | ذلك ليس صعباً مع جميع هؤلاء الناس الضعفاء هنا . . |
| Çok sert değil. | Open Subtitles | ليس صعباً جداً |
| Bes dakika surer. Iste bu kadar. O kadar zor degil. | TED | فكروا لمدة 5 دقائق .. هذه هي ان الامر ليس صعباً |
| Numarasını bulmanız zor olmaz. Erkekler tuvaletlerinden birine girin... - ...aceleyle duvara karalanmış olacaktır. | Open Subtitles | ليس صعباً العثور على رقمها , فقط إذهب لأي مسكن رجال لتجدها تتمايل على الحائط |
| Aaa yapma... bir kaç kişi ödersek daha ucuza gelebilir. Dana, arkadaşlarımızın cömertliği hakkında 2.kez düşünme. | Open Subtitles | ليس صعباً إذا ساهم في سعره قليل من الناس (دينا)، لا تشكي في كرم أصدقائنا |
| - Benim için bir zorluğu yok, eğleniyorum. | Open Subtitles | ليس صعباً عليّ أنا أستمتع |
| Antenli bir bombayı yatırmak, veya gürültülü olması asıl mesele değil. | Open Subtitles | ... النوم خلال قصف جوي وضوضاء شديدة ليس صعباً |
| Çok zor bir şey değil ki. | Open Subtitles | ، هنالك قاعدتان فحسب في التلفاز لا تسب ولا تظهر بشكل فاضح، الأمر ليس صعباً |