| Bayan, kızınızın uçağa bindiğine dair elimizde hiç bir kayıt yok. | Open Subtitles | يا سيدتي نحن ليس عندنا اي تسجيل لابنتك على متن الطائرة |
| Ve Meksika'da ki kaybolan her köpeği arayacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | و ليس عندنا وقت للبحث عن كل كلب فى المكسيك |
| Bizim çok paramız yok ve Amerikalılar da pek tatil yapmıyorlar. | Open Subtitles | ليس عندنا الكثير من المال، والأمريكيون ليس عندهم الكثير من العطل. |
| Diyelim ki kartımız yok, ve içeri girip çalmaya başladık? | Open Subtitles | افرض اننا ليس عندنا رخصه الاتحاد و دخلنا بدائنا العزف بأي طريقة |
| Hiçbir fikrim yok, ama başka şansım yok öyle değil mi? | Open Subtitles | ليس لدى ادني فكرة لكن ليس عندنا اختيار اخر |
| Bir fikrim yok, ama başka şansım da yok, değil mi? | Open Subtitles | ليس لدى ادني فكرة لكن ليس عندنا اختيار اخر |
| Evimizde kablo yayını yok, kendi eğlencemizi... | Open Subtitles | حسناً , نحن ليس عندنا وصلة لذا نحن يجب أن نجد مرحنا الخاص |
| Ne çeşit hastalıklar taşıdıkları hakkında fikrimiz yok. | Open Subtitles | ليس عندنا أي فكرة ما أنواع الأمراض قد يحملون |
| Bizim onu öldürmeye gücümüz yok. Diğerlerinin var, bizim yok. | Open Subtitles | ليس عندنا السلطات الكافيه لهذا الاخرون عندهم هذه السلطات و ليس عندنا |
| Ne yazıkki, silahşörlerin oturup izlemekten başka yapacağı hiçbirşey yok. | Open Subtitles | مهمل. نحن كفرسان ليس عندنا أختيار لكن سنجلس ونراقب. |
| Bizim Allison adında bir çalışanımız yok. Hemşire uyuşturacak şimdi. | Open Subtitles | ليس عندنا اي مقيمه اسمها اليسون ممرضتي ستعطيك هذه |
| Ama kasabamızı korumak için başka seçeneğimiz yok | Open Subtitles | نحن ليس عندنا خيارات أخرى إذا يجب علينا أن نحمي مجتمعنا. |
| Çok zamanımız yok.Onlar girmeden bu şeyi yok etmeliyiz. | Open Subtitles | ليس عندنا وقت. يجب أن نحطّم هذا قبل أن يحصلون عليه |
| Herkes birinin yerine geçmek için acele ediyor. Bizim böyle bir lüksümüz yok | Open Subtitles | الجميع يذهب لنوبته بسرعه ليس عندنا ولا واحده زياده |
| Üzgünüm, Jonas, ama seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | أنا آسف، جوناس، لكنّنا ليس عندنا إختيار. |
| Bir araya gelecek zamanımız yok demiştin. | Open Subtitles | أنتى قلتى بأنّنا ليس عندنا الوقت للإجتماع مع بعضنا البعض |
| Senin ölçülerinde hiç yok büyük adam. | Open Subtitles | . نحن ليس عندنا أى منها . في حجمك الكبير |
| Bunu duyduğuma üzüldüm ama bizim gizleyecek hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | يؤسفنى بأن أسمع ذلك لكن ليس عندنا شئ نخفيه |
| Ama bunların hiçbiri bizim için geçerli değil, çünkü Büyük Dümen için gerekli olan şey bizde yok... para. | Open Subtitles | لكن هذا لا يهم لأن الشيء الوحيد الذي نحتاجه لعملية النصب الطويلة ليس عندنا المال |
| Hem onu koyacak boş bir odamız yok! | Open Subtitles | مع ذلك ، ليس عندنا غرفة فارغة لنضعها بها |