| Sana söyleyecek bir şeyim yok. Aradım çünkü aramak zorundaydım. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله لك , أتصلت بك لأنه كان علي فعل ذلك |
| Benim söyleyecek bir şeyim yok... sen Devam et ve ne istediğini söyle... | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله .. تفضل وقل ما تريد أن تقوله |
| Sana zaten söyledim. söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ بالفعل ليس لدي شيء لأقوله |
| - Kalıp kalmaması önemli değil çünkü sana diyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يهم ان بقى او غادر ليس لدي شيء لأقوله لك |
| Söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله. ليس لدي شيء لأخبئه. |
| Harekete geçip bunu mümkün hale getirene dek söyleyecek başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسنا، حتى تقومي بالتدخل لجعل ذلك ممكنا ليس لدي شيء لأقوله لكِ |
| söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله |
| söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسنا, ليس لدي شيء لأقوله |
| - Kal ve anlat. - söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ابقي و تفقدي - ليس لدي شيء لأقوله - |
| Onun namına söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله دفاعا عنه. |
| Sana söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله |
| söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله |
| - söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله |
| söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله {\pos(190,230)} {\pos(190,230)} {\pos(190,230)} {\pos(190,230)} |
| söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله |
| söyleyecek bir şeyim yok ki. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله |
| Sana diyecek bir şeyim yok dostum. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله لك يا رجل |
| Söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله |
| Söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله. |
| Bu konuda söyleyecek başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله أكثر عن هذا الموضوع. |