| Hiç komik değil! Bir kadın öldürüldü. Bir katil, bizi oyuna getirdi! | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً , هناك إمرأة قتلت وأنا وأنت أوقع بنا القاتل | 
| Hiç komik değil. Ve biz telsizde konuşurken sen ses çıkaramazsın. Otur oraya. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً ولا تتحدث بينما نحن نتحدث بالراديو ، والآن اجلس بالخلف | 
| Ama Hiç komik değil. Dışarıdaki herkesin beni yargıladğını biliyorum. | Open Subtitles | .. ولكن هذا ليس مضحكاً وأنا أعرف أن الجميع ينتقدونني | 
| Hey, bu Hiç komik değil. Hiç komik değildi, dostum. Bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً ، ليس مضحكاً أكنت تعرفين بهذا؟ | 
| Hiç de komik değil. İşler kesat. | Open Subtitles | الأمر ليس مضحكاً على أية حال ، ماذا حدث للعمل ؟ | 
| Hiç komik değil George. Söyleyeceklerini dinlemeyeceğim. | Open Subtitles | وهذا ليس مضحكاً يا جورج فأنا لن أصغي أليك | 
| Bu Hiç komik değil. | Open Subtitles | وعدت للمنزل ورأيت أن والديك قاما بتسليم الكلب هذا ليس مضحكاً | 
| Hiç komik değil Rory. Şaka yapıyor. Şaka. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً روري لقد كان يمزح فحسب , حسناً ؟ | 
| İşte şimdi çizgiyi aştın. Bu Hiç komik değil. | Open Subtitles | الآن تعديت الحدود يارجل، حسناً هذا ليس مضحكاً | 
| Hiç komik değil L.J, hapse girebilirsin. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً يا إل جيه كان بإمكانهم أن يأخذوك للسجن | 
| - Kapa çeneni, bu Hiç komik değil. - Hadi ama bir iki fare o kadar. | Open Subtitles | ـ اخرس، إنه ليس مضحكاً ـ هيا، انه مجرد زوج من الجرذان | 
| - Bu Hiç komik değil. - İlgini çekmek zorundaydım. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً - كان عليّ أن أسترعي انتباهكِ - | 
| Tatlım, neredeysen çık ortaya. Bu Hiç komik değil. | Open Subtitles | صغيري، أظهر نفسك الآن أينما كنت، هذا ليس مضحكاً | 
| Tatlım, neredeysen çık ortaya. Bu Hiç komik değil. | Open Subtitles | صغيري، أظهر نفسك الآن أينما كنت، هذا ليس مضحكاً | 
| Bu ipin diğer ucundaki vatandaş, bu Hiç komik değil! | Open Subtitles | كائناً من كان يمسك بطرف الخيط، ما فعلته ليس مضحكاً! | 
| Hiç komik değil, bu dönüşümü durduracak bir yol bulamadıklarından, birçok insan hayatını kaybetti. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس مضحكاً فقد مات أناس بالفعل لأنّهم لم يستطيعوا إيجاد وسيلة لإيقاف مرحلة التلاشي | 
| Bu Hiç komik değil. O kaval benim için çok önemli. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً يا صاح، هذا المزمار يعني الكثير | 
| - Eğer bu bir şakaysa, Hiç komik değil. | Open Subtitles | إذا كان هذا نوع من المزاح ، إنه ليس مضحكاً | 
| Hiç komik değil. Benim özelliğim, doğal güzelliğimdi. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس مضحكاً بطاقة تعريفي كانت جمالي الطبيعي | 
| Ne diyeceğim, bu hiç de komik değil çünkü sanırım pirelenmişim. | Open Subtitles | أتعلمين، هذا ليس مضحكاً للغاية فأنا أعتقد بأنني كذلك | 
| Bükülüyorsa komiktir. Kırılıyorsa komik değildir. | Open Subtitles | أذا انحنى الشيء فهو مضحك, إذا انكسر فهو ليس مضحكاً... | 
| Hiç komik değil. Hiç komik değilsin. | Open Subtitles | لاأظن بأن هذا مضحك ليس مضحكاً بالنسبة لي | 
| Hiç eğlenceli değil. Özür dilerim. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً بل هذا نقيض ذلك | 
| O kadar da komik değil, tamam mı? Sırdaşım üç hafta sonra vefat etti. | Open Subtitles | إنه ليس مضحكاً و قد ماتت بعد هذا بثلاثة أسابيع |