"ليس مكاناً" - Traduction Arabe en Turc

    • yer değil
        
    • yer değildir
        
    • yeri değil
        
    • yer yok
        
    • bir yerdir
        
    • yer olmadığını
        
    Sanki benim hatam, bu çok iyi bir ilk tarih yer değil. Open Subtitles . ْ إنه خطئي أنا ، هذا ليس مكاناً مناسباً للموعد الأول
    Evet, burası doğru yer değil. Baş başa olmamız gerekiyor. Open Subtitles هذا ليس مكاناً مناسباً، أريد أن أتحدث معكِ على أنفراد
    Yüksek eğitim için nitelikli öğrenciler, parası yetenler, okumak isteyenler, gidemiyor çünkü edepli değil, bir kadın için uygun yer değil. TED الطلاب المؤهلين للتعليم العالي بمقدورهم الدفع و يريدون التعلم و لا يستطيعون ذلك لأنه ليس لائقاً ليس مكاناً للمرأة.
    Okyanus, iletişimsiz bir şekilde kaybolmak isteyeceğin bir yer değildir. Open Subtitles المُحيط ليس مكاناً تودّ أن تكون ضائعاً فيه بدون إتصال.
    Burası yeri değil ama sana karşı dürüst olmalıyım. Open Subtitles أعلم أن هذا ليس مكاناً مثالياً لمصارحتكَ، لكنّي أودّ أن أكون صريحة.
    Bu salonda olumsuzluklara yer yok. Open Subtitles هذا المركز الرياضي ليس مكاناً للأفكار السلبية
    Yabancı bir yer değil; gözlerimizin önünde, bugünkü hareketlerimizle şekillenen bir yer. TED ولكنه ليس مكاناً بعيداً، بل إنه يتفتح أمام أعيننا باستمرار الآن متغيراً باستمرار بحسب ما نفعله اليوم.
    Ağır ol! Burası kanun kaçaklarının toplanacağı bir yer değil, Brad. Open Subtitles توقف, هذا ليس مكاناً .لتجنيد الخارجين عن القانون, براد
    Otoyolun kenarı yaşanacak yer değil. Open Subtitles جانب الطريق السريع ليس مكاناً صالحاً للسكن
    Yani, bu hiç iyi değil. Burası güvenli bir yer değil. Hiç hoşuma gitmedi. Open Subtitles أقصد أن هذا ليس جيداً إنه ليس مكاناً أمناً وأنا لا احب هذا
    Ama orası saklanılacak kötü bir yer değil, değil mi? Open Subtitles لكنه ليس مكاناً سيئاً للإختباء أليس كذلك؟
    Burası iyi Romalılara göre bir yer değil. Open Subtitles . هذا ليس مكاناً للرجال الرومان المحترمين
    Otel işkence yapmak için iyi bir yer değil, etrafta çok fazla insan olur. Open Subtitles الفندق ليس مكاناً لتعذيب رجل، يكون هنالك الكثير من الناس.
    Çöllerden ve teröristlerden ibaret bir yerdi. Tatil yapılacak bir yer değil yani. Open Subtitles معظمهم من الرمل والإرهابيين ليس مكاناً مثالياً لقضاء عطلة
    Burası birini arayacak yer değil, lütfen gidin. Open Subtitles هذا ليس مكاناً للبحث عن الناس، غادروا رجاءاً
    Tampa gideceğin bir yer değil, mecbur kalacağın bir yer. Open Subtitles تامبا ليس مكاناً تذهبين إليه بل مكان ينتهي بك الحال فيه
    Neyse, votka mahzeni aklı başında çocuklara göre bir yer değildir. Open Subtitles ...على كل حال ، سرداب الفودكا ليس مكاناً لتواجد الأطفال الراشدين
    "Kadınlara ve çocuklara uygun bir yer değildir çünkü burada yakın zamandaki anlaşmazlığın muharipleri, göçmenler ve özgürlüğüne kavuşmuş zenciler ter döker ve çekiç sallamadıkları ya da ray döşemedikleri zamanlar sık, sık içer ve Hıristiyanlığa yakışmayan şeyler peşinde koşarlar." Open Subtitles بمعدل ميلين في اليوم أنه ليس مكاناً مناسباً للنساء والأطفال أما الرجال الذين يعملون هنا
    "Kadınlara ve çocuklara uygun bir yer değildir çünkü burada yakın zamandaki anlaşmazlığın muharipleri, göçmenler ve özgürlüğüne kavuşmuş zenciler ter döker ve çekiç sallamadıkları ya da ray döşemedikleri zamanlar sık, sık içer ve Hıristiyanlığa yakışmayan şeyler peşinde koşarlar." Open Subtitles أنه ليس مكاناً مناسباً للنساء والأطفال أما الرجال الذين يعملون هنا فهم محاربين من الحرب الأهلية ومهاجرين
    Burası bir iş yeri, plastik oyuncak yeri değil! Open Subtitles هذا مكان للعمل ليس مكاناً لألعاب رجل الجيلي
    Sihirbaz olmadan önce ben bir ip fabrikasında çalışıyordum. - Doğru olamaz. Çünkü öyle bir yer yok. Open Subtitles كنت أعمل في مصنع حبال - كذب، لأنه ليس مكاناً حقيقياً -
    Bu tamamen güvensiz bir yerdir! Eşim ve ben gidiyoruz. Haydi gidelim. Open Subtitles هذا بالتأكيد ليس مكاناً آمناً سأغادر أنا وزوجتي، هيا
    Neden daha önce buranın bir kadının tek başına yaşaması için uygun bir yer olmadığını söyledin? Open Subtitles لماذا أخبرتني أن هذا ليس مكاناً جيداً لتعيش فيه امرأة لوحدها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus