| Goodchild'ler, Bregna'yı bir gelecek sağlamak için inşaa etti. | Open Subtitles | الجودشايلد بنى لنا بريجنا ليضمن لنا المستقبل |
| Maksimum etkinliği ve kalımlılığı sağlamak için diğerleriyle kendi kendine dölleniyor. | Open Subtitles | التلقيح الذاتي مع الآخرين ليضمن كفاءة قصوى وقابلية للبقاء |
| Kell kendi kaçışını sağlamak için kullandı bizi. | Open Subtitles | كيل استعملنا ليضمن هروبه |
| Ekinlerinin gelecek yıl mahsul vermesini sağlamak için. | Open Subtitles | ليضمن كرامته في السنة القادمة |
| Gölgeler Birliği'nin medeniyetin dengesini düzeltme görevini yerine getirmesini sağlamak için buradayım. | Open Subtitles | -وريثٌ ليضمن استيفاء عصبة الظلام مصيرها -لا ... |
| Sadece hayatta kalmasını sağlamak için. | Open Subtitles | فقط ليضمن أنه ما زال حيا |