| Birisi lütfen su adama bir silah versin. | Open Subtitles | ليعطي أحدٌ ما لهذا الرجل سلاحاً من فضلكم. |
| Birisi şu kıza yeni bir çiçekli elbise versin. | Open Subtitles | ليعطي شخص تلك الفتاة فستان أزهار جديد. |
| Ve Tanrı aşkına, biri Stormtrooper'a biraz pizza versin! | Open Subtitles | ولمحبة الرب ، ليعطي أحدكم (ستورم تروبر) بعض البيتزا |
| Başkalarına hayat vermek için, kendi canını düşünmeden ölen bir canlı daha yok. | Open Subtitles | لا مخلوق آخر يموت بلا أي ذرة انانيّة ليعطي الحياة لآخرين |
| İhtiyacı olan çocuklara tatlı meşrubat vermek için dans eden bir sürahi duvarı kırıp geliyor yani. | Open Subtitles | اعني, الرامي الراقص اخترق الحوائط ليعطي المشروبات للطفل الذي يريدها |
| Kurşun yarası izlenimi vermek için kafa derinize küçük bir kesik atıldı. | Open Subtitles | تّم إجراء شق صغير في فروة رأسك ليعطي انطباعاً على أنا إصابة رصاصة |
| Ama Odile'i avutmak için çok şey vermiş olacaktı. | Open Subtitles | ولكنه كان ليعطي الكثير من أجل أن يواسي أوديل |
| Biri şu çocuğa sandviç versin. | Open Subtitles | ليعطي أحدكم هذا الفتى شطيرة. |
| Kendisinin diğer hırsız piçlerden daha iyi olduğunu düşünen sahtekar bir palavracıdır o çünkü o zenginden alıp... fakire vermek için çalıyor ve bu konuda susmuyor. | Open Subtitles | فهو متبجّح منافق يعتقد أنّه أفضل مِنْ بقيّة اللصوص الأوغاد لأنّه يسرق الأثرياء... ليعطي الفقراء ولا ينفكّ يتحدّث عن ذلك |
| Birine bilmesi için şans vermek için. | Open Subtitles | ليعطي شخصا ما الفرصة ل.. |
| - Kocama istediklerini vermek için. | Open Subtitles | آه, ليعطي زوجي ما يريد. |
| Senin gibi insanlarla vermek için dizayn edilmiştir, | Open Subtitles | قد صمم ليعطي أناس مثلك |
| Franz çok şey vermiş olacaktı... | Open Subtitles | ...فرانز كان ليعطي الكثير |