bana yemek yapmasını söyledin ona, değil mi? | Open Subtitles | انت اخبرتها ان تصنع لي عشاء اليس كذلك ؟ |
Ben genelde "bana yemek ısmarlamadın!" diye bağırıyorum. | Open Subtitles | أنا عادة ينتهى بي الأمر بالصراخ "أنت لم تشترى لي عشاء" |
Normalde insanlar beni bir yere kelepçelemeden önce bana yemek falan ısmarlarlar. | Open Subtitles | مقر الأمم المتحدة! ها ها ها! كما تعلمون، عادة، شخص يشتري لي عشاء |
Postanedeki o tatlı İtalyan kadın... bana güzel bir yemek getirdi. | Open Subtitles | تلك السيدة الإيطالية الرائعة في مكتب البريد جلبت لي عشاء فاخر |
Bana pahalı bir yemek ısmarladın diye razı olmadım. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَمارس الجنس لأنك إشتريت لي عشاء فاخر. |
Polis olmamın beşinci yıldönümü bugün bana yemek yapacaktı güya telefonu elinden bırakabilirse. | Open Subtitles | وإني الخامسة الذكرى السنوية من كونه شرطي وكان من المفترض أن تجعل لي عشاء... اذا كان يحصل من أي وقت مضى بعيدا عن الهاتف. |
Buraya bana yemek getirmeye mi geldin yoksa haset etmeye mi? | Open Subtitles | هل أتيت هنا أن أحضر لي عشاء أو الشماتة؟ |
Yani bana yemek ısmarlıyor. | Open Subtitles | حتى انه يشتري لي عشاء. |
Evet Caffrey, ne zaman bana yemek yapacaksın? Risotto'ya bayılırım. | Open Subtitles | . نعم ، يا (كافري) ، متى ستطهو لي عشاء |
"Bari önce bir yemek ısmarlasaydınız!" | Open Subtitles | على الأقل اشتري لي عشاء أولا |