| İçerideki o adam eğer onu güvende tutmazsak büyük ihtimalle ölecek. | Open Subtitles | قد يموت ذلك الرجل على الأرجح إن لم نبقه في مأمن. |
| O öldüğü için kendini güvende sanabilirsin ama aslında daha da kötü durumdasın. | Open Subtitles | لذا، قد تعتقدين بأنّكِ في مأمن لأنّه ميت، ولكنّ الوضع أسوأ في الواقع |
| Yavaş ol, benim başka yerde güvende olacağımı nereden çıkardın? | Open Subtitles | مالذي يجعلك تعتقد اني سأكون في مأمن في مكان اخر؟ |
| Krauss kendisi ve diğerleri için iade edilmeleri zor bir yer olan Buenos Aires'e denizaltıyla güvenli geçiş ayarladı. | Open Subtitles | رتبت لمرور آمن من نفسه، كراوس، وغيرها إلى بوينس آيرس بواسطة غواصة، حيث أنها ستكون في مأمن من التسليم. |
| Savaşçı köyden ayrıldık. güvendesin. | Open Subtitles | لقد إبتعدنا عن القريةَ العسكرية أنت في مأمن |
| Şa... şaka yapıyordum. Yumurtanın burada güvende olacağından emin misin? | Open Subtitles | لقد كنتُ أمازحكَ. أأنتَ متأكد بأنكَ البيضة في مأمن هنا؟ |
| Kuzeyin Koruyucusu Roose Bolton kalırsa güvende olacaklarını mı sanıyorsun? - Sansa. | Open Subtitles | هل تظن أنهم سيبقون في مأمن من روز بولتون إذا ظلّوا هنا؟ |
| - Bu korku yüzünden de kurbanları güvende hissetmek için onu içeri alıyorlar. | Open Subtitles | 39,450 و ذلك الخوف يشجع ضحاياه للسماح له بالدخول بحجة إبقائهم في مأمن |
| Şimdi, "genellikle" dedim çünkü her zaman güvende değildim. | TED | والآن أقول غالباً، لأننى لم أكن دائماً في مأمن. |
| Her ne kadar, sırrın sende güvende olduğunu hissetsem de, | Open Subtitles | على أى حال, يجب أن أشعر أن السر فى مأمن معك. |
| Belki o zaman benden uzakta güvende olursun. | Open Subtitles | ومن ثم ربما ، فقط ربما ستكونين في مأمن مني |
| Adını değiştir, saçlarını boya belki o zaman, belki benden uzakta güvende olabilirsin. | Open Subtitles | وغيّر اسمك واصبغ شعرك ... و ربما فقط ربما تكون في مأمن مني |
| İşte buradayız. güvende. | Open Subtitles | ها نحن هنا فى مأمن و فى حرية لنجنى أرباحنا دون مشاكل |
| devrimden sonra tek güvende olanımız sen olacaksın. | Open Subtitles | بعد الثورة ستكون الشخص الوحيد في مأمن بعد الثورة ستكون الشخص الوحيد في مأمن |
| Bana, güvende olsaydı "Alina" diyecekti. Yakalandıysa, "Mariya". | Open Subtitles | لو كنا فى مأمن , فانه ينادينى بـ الينا واذا قبض عليه , ماريا |
| Öncelikle, üzerimde bir cep telefonu yok, bu yüzden güvenli taraftayım. | TED | بدء، ليس عندي هاتف جوال، لذا فأنا في مأمن. |
| Yollarımızı ayırmak, ikimiz için de daha güvenli. | Open Subtitles | طريقانا المختلفان ستجعلاننا فى مأمن أكثر |
| O kızı öldürmenin daha güvenli olduğunu biliyorum. Ama böylesi çok daha iyi. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه لن يكون في مأمن إذا قمت ووضعت الفتاة بعيداً ولكن بهذه الطريقة , بل هو الأفضل |
| Onu biri tuttu ve başarılı olduklarını düşündükleri sürece güvendesin. | Open Subtitles | استأجره شخص ما, وستكون في مأمن فقط إذا ظنّ أنّه نجح في عمليته |
| Bazı şeyler korkutucu gelebilir, ama hepinize söz veriyorum, burada tümüyle güvendeyiz, tamam mı? | Open Subtitles | قد يبدو بعضها مخيفاً ولكنّي أعدكم جميعاً، نحن في مأمن تامّ هنا، مفهوم؟ |
| Sadece Rus bölgesinde güvendeyim. Beni kullandıkları müddetçe güvendeyim. | Open Subtitles | أنا في مأمن في المنطقة الروسية فقط في مأمن طالما يستفيدون مني |
| Eğer bu virüsü kanıma enjekte ettikten sonra bile hala bağışıklığım olursa o zaman kanımı panzehir olarak kullanabilirim. | Open Subtitles | - إذا ظللت في مأمن من هذا الفيروس، حتى بعد أن وضعته في دمي.. يمكن أن يستخدم دمي في صنع مضاد لهذا الفيروس |
| Arkadaşlar, çocuğunun güvenliğini sağlamaya azmetmiş bir annenin gücünü küçümsemeyin. | TED | أيها الرجل، لا تقلل من قوة الأم التي تصمم على إبقاء أطفالها في مأمن. |
| Şimdilik burada güvendesiniz. Bu odada izinizi bulamazlar. | Open Subtitles | إنّكَ في مأمن هنا في الوقت الراهن، لن يتمكّنا من تعقّب هذه الغرفة إليكَ |
| İnsanlığın, zamanın başlangıcından beri maruz kaldığı zorlukların, hastalıkların ve kayıpların tamamına bir şekilde bağışık olabilirsiniz. | TED | يمكنكم نوعًا ما أن تكونوا في مأمن من كل الصعوبات وسوء الصحة والخسائر التي يصابُ بها كل البشر منذ بداية التاريخ. |
| Bu uzak gelecekteki dünyaların üzerinde bulunan tüm yaşam emniyette olacaktır .ama milyar yıl uzunluğunda, muhteşem bir ışık gösterisine yarım trilyon yıldızın dansına tanıklık edecektir. | Open Subtitles | أي حياة على تلك العوالم المستقبلية البعيدة ينبغي أن تكون في مأمن لكنها ستتعامل مع عرض أضواء مدهش بطول مليار سنة ضوئية |
| Tüm oyuncaklarına bağışıklık sağladım. | Open Subtitles | لقد كبرت في مأمن من كل ما تبذلونه من ألعاب |
| Ondan kurtulduk mu sizce? | Open Subtitles | هل تعتقد أننا في مأمن منه الآن؟ |