| Polis kurbanların ismi dışında bir bilgi vermedi ancak bugünün ilerleyen saatlerinde bir basın toplantısı olacağı söylendi. | Open Subtitles | لم تفدنا الشرطة بأية معلومات بإستثناء أسماء الضحايا ولكن سيعقد مؤتمراً صحفياً في وقتٍ لاحق اليوم |
| Bellinger'in avukatı hemen Federal Mahkemeye temyiz başvurusunda bulundu ve yarın bir basın toplantısı düzenleyecek. | Open Subtitles | حيث قدم المحامي بلينجر بالفعل نداءاً إلى المحكمة الاتحادية وسوف يُعقد مؤتمراً صحفياً غداً |
| basın toplantısı ayarladım, pisliğini temizlesen iyi olur. | Open Subtitles | الآن ، عليّ أن أعدّ مؤتمراً صحفياً لتصحيح بعض الأمور |
| David, Jerry basın açıklamasını ayarladı. Bu akşam bir açıklama bekliyorlar. | Open Subtitles | (ديفيد), (جيرى) ادرج مؤتمراً صحفياً فى جدول المواعيد انهم يتوقعون بياناً منك هذا المساء |
| O zaman Basın konferansı düzenleyip görevden alınmanızı isteyeceğim. | Open Subtitles | إذاً سوف أعقدُ مؤتمراً صحفياً... و أعلنُ فيه رفضك. |
| Şimdi de Beyler, izninizle Vincennes için verdiğim basın toplantısına gideyim. | Open Subtitles | أرجو أن تعذراني. يجب أن أحضر مؤتمراً صحفياً حول جاك فنسن. |
| Bu öğlen bir basın toplantısı düzenleyeceğim. | Open Subtitles | الآن، سأقيم مؤتمراً صحفياً بعد ظهر هذا اليوم |
| basın toplantısı yapmadan önce durumu çözmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى التحقق قبل أن أعقد مؤتمراً صحفياً |
| Saat 4'e kadar zamanın var, ondan sonra basın toplantısı yapacağım ve sen de orada olacaksın. | Open Subtitles | حسناً، لديك حتى الرابعة ثم سأعقد مؤتمراً صحفياً وستكون موجوداً |
| basın toplantısı düzenlemek lazım. | Open Subtitles | حسناً، نحن فى حاجة لعقد مؤتمراً صحفياً أجل. |
| Bu fotoğraflar gün yüzüne çıkarsa, basın toplantısı yaparım ve doğruları söylerim. | Open Subtitles | حسناً, انظر إذا تم نشر تلك الصور سأقيم مؤتمراً صحفياً و سأقول حقيقة الصور |
| basın toplantısı yapıp, "şimdi beni yapın" mı diyeyim yani? | Open Subtitles | أتريدين أن أعقد مؤتمراً صحفياً لأطلب منهم إختراقي |
| Basın öğrenene kadar birkaç saat geçer, sonra da basın toplantısı yaparız. | Open Subtitles | سيعطينا هذا بضع ساعات حتى تسمع الصحف بالخبر. و بعد ذلك سنقيم مؤتمراً صحفياً. |
| basın toplantısı düzenlemedim. | Open Subtitles | هذا ليس مؤتمراً صحفياً لم أقم بجدولة واحد |
| Duruşmadan hemen sonrası için bir basın toplantısı düzenleyin. | Open Subtitles | أقترح أن تحدّد مؤتمراً صحفياً بعد الجلسة مباشرة |
| Bir basın toplantısı yapmanı istiyoruz. | Open Subtitles | نريد منك أن تقيم مؤتمراً صحفياً |
| Başka bir basın toplantısı istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُكَ أن تعقدَ مؤتمراً صحفياً آخر |
| Bu akşam bir açıklama yapacak. | Open Subtitles | سيعقد مؤتمراً صحفياً الليلة. |
| Basın konferansı yapıp her şeyi söyleyelim. | Open Subtitles | سنعقد مؤتمراً صحفياً وسنُقرُ بفعلتنـا |
| ...yakın zamanda, maaş zamları hakkında bir Basın konferansı verecek. | Open Subtitles | سيعقد مؤتمراً صحفياً في القريب العاجل... عن زيادة الرواتب ... . |
| Kendisi, şehirde patlak veren çete olayları ile ilgili bir basın toplantısına ev sahipliği yapacak. | Open Subtitles | والذي سيستضيف مؤتمراً صحفياً اليوم ليتحدّث عن الموجة الأخيرة منْ أحداث عنف العصابات التي ضربت المدينة |