Benim ihtiyacım olan da yalnız kalmam -erkekler yok, barlar yok sadece bir şişe güneş kremi ve bir düzine sahilde okunacak kitap. | Open Subtitles | الخلوة هي كل ماأحتاجه بلا شبان ولا حانات فقط قنينة من الواقي من الشمس وعشرات من أفضل الكتب للقراءة عند الشاطيء |
Buna ihtiyacın var. Hmm. İhtiyacım olan şeyi sen bana veremezsin. | Open Subtitles | وأنت أحتجت لهذا. ماأحتاجه أنت لاتستطيع أن تعطيني. |
Evet, ihtiyacım olan şey işe geri dönmek yani göreve hazır olduğumu belgeleyen formları doldurursanız... | Open Subtitles | ، أجل، ماأحتاجه هو أن أعود إلى العمل لذا، إن أمكنكِ أن توقعي الوثائق . الّتي تقول أنّي بخير للعودة إلى العمل |
- Hayat hiç umurunda değil, ve o tam benim ihtiyacım olan şey. | Open Subtitles | أركضي - " أستولاء على الحياة من خلال أذناه السخيفتان"- " وهذا ماأحتاجه" |
İhtiyacım olan tek şey kasanın şifresi. | Open Subtitles | وكل ماأحتاجه الآن هو تركيبة فتح القــبو |
Gerçekten ihtiyacım olan tek şey uyumak. | Open Subtitles | . ماأحتاجه بحق، هو أن أغفو قليلاً |
İhtiyacım olan, bi kadeh cin. | Open Subtitles | هذا ماأحتاجه صندوق من الخمر |
- Sheldon, ihtiyacım olan bu. | Open Subtitles | شيلدن . هذا ماأحتاجه انظري . |
Bu tam bana lazım olan şey. Bana da böyle bir şey gerek. | Open Subtitles | هذا ماأحتاجه بالفعل |
Tek lazım olan şey telefonunun şifresi. | Open Subtitles | . كلّ ماأحتاجه هو كلمة مرورها |