| Bu yukarından gelen bir karar. Ama Elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | حسنٌ، ذلك قرارٌ من الإدارة العليا ولكن سأفعل مايمكنني .. |
| - Elimden gelen bu kadar. Bunun faydası olur. | Open Subtitles | هذا أقلّ مايمكنني عمله, هذا الدواء على الاقل سيعالج المرض |
| En azından bunu yapabilirim. Sizi ayıran da bendim zaten. | Open Subtitles | هذا أقل مايمكنني أن أقوم به أنا التي قمتُ بفصلكم |
| Senedi Olabildiğince çabuk getirdim. O hakim 100 bine el koydu. | Open Subtitles | لقد قمت بجمع الكفالة بأسرع مايمكنني لقد طلب القاضي 100 ألف دولار |
| Biliyorum pek fazla bir şey yok ama, bundan başka verebileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أعلم بأنه ليس بالكثير ولكن هذا أقل مايمكنني فعله |
| Tabii öyleyim Cuddy nehir boyunca Elimden geldiğince hızlı ilerleyip 300 doları almak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اتحرك باسرع مايمكنني الى النهر لاحصل على 300 دولار خاصتي |
| Radyodan bahset. Rehineler için Elimden geleni yapayım. | Open Subtitles | قل لنا اكثر عن المذياع وسأرى مايمكنني فعله حول الرهائن |
| Buna gerçekten yok. Elimden geleni yapıyorum. | Open Subtitles | لستَ مضطر لفعل ذلك هذا أقل مايمكنني فعله |
| Elimden ancak, çürümüş deriyi atmak gelir. | Open Subtitles | كل مايمكنني فعله هو أن أزيل العفن الخارجي |
| En azından, Çiftliği elinizde tutmanıza yardım edebilirim. | Open Subtitles | أقل مايمكنني فعله هو مساعدتك بالحفاظ على مزرعتك |
| Senin benim için yaptıklarından sonra, en azından bunu yaoarım. | Open Subtitles | بعد كل شيء لقد فعلتها من أجلي, انها اقل مايمكنني فعله. |
| Bir çelenk, bilirsiniz,bir kaç çiçek En azından bunu yapmalıydım. | Open Subtitles | اكليل من الزهور ، تعرفون زهور قليلة هذا أقل مايمكنني تقديمه |
| Olaylar biraz karışık görünüyordu. Olabildiğince yaklaştım. | Open Subtitles | حسناً, إن الأمر هناك فوضوي بعض الشي لقد إقتربت بقدر مايمكنني |
| * Hemen nakde çeviriyorum * * Olabildiğince çabuk harcıyorum * | Open Subtitles | * حسناً،أسحبها بسرعة أنفقها بقدر مايمكنني * |
| Olabildiğince çabuk gelmeye çalışacağım. | Open Subtitles | حسناً، سأصل إلى المنزل... في أسرع مايمكنني |
| Yapabileceğim bir şey yok ve bir şeyle oyalanmak zorundayım o yüzden bari bunu yapayım. | Open Subtitles | حسنا, لا يوجد مايمكنني عمله، وعلي أن أفعل شيئا، لذا أريد القيام بهذا. |
| Bu konuda yapabileceğim bir şey yok. Ben de sevmiyorum ama kanun böyle. | Open Subtitles | لايوجد مايمكنني به القيام بشانه لايعجبني انا ايضا لكنه القانون |
| Sana bir merhem ve... yanma hissini giderici ilaç yazıyorum, ama... başka ne yapabilirim bilemiyorum. | Open Subtitles | سأعطيك مرهم وبعض مزيلات الاحتقان إلهي، أنا لا أعلم مايمكنني فعله سوى ذلك |
| Başka ne yapabilirim, bilmiyorum. | Open Subtitles | لاتضغط عليّ، لا اعلم مايمكنني فعله ايضاً |
| Elimden geldiğince zorladım, soğuk yüzünden zor dayanıyordum. | Open Subtitles | "سَحبتُ بأقسى مايمكنني ", و بصعوبة بسبب البرودةِ |