| Hanımefendi, bildiğim tek şey ikinizin de götürülmeniz için verilen emir. | Open Subtitles | سيدتي كل ما اعرفة اننا صدرت الينا اوامر لاخلائكما من هنا |
| Her ne olduysa, tek bildiğim bize kederden başka bir şey getirmediğiniz. | Open Subtitles | حدث فكل ما اعرفة هو انك لم تجلب لنا سوى المأساة. |
| Tek bildiğim artık bir noktada çizgiyi çekmen gerektiği. | Open Subtitles | كل ما اعرفة انك يجب ان تحدد خط فاصل في مكان ما |
| Tek bildiğim, kızımın dolu bir silahla çıkageldiği. | Open Subtitles | كل ما اعرفة ان ابنتى جائت الى بابى ومعها مسدس |
| Benim de tek bildiğim, annemin mağazamda bana saldırması için birini tuttuğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفة ان امة حضرت لاعتداء على متجرى |
| Bu konuda çok ciddiyim, ...çünkü bildiğim tek şey varsa, ...o da, seyircinin en sonunda kimin birlikte olduğuna çıldıracağı. | Open Subtitles | أنا اتكلم بجدية بخصوص هذة لان ما اعرفة جيدا هو انة هناك أهتمام كبير بالنهايات التى تنتهى بالزواج |
| Tek bildiğim, ben burada dikilirken iki cinayet zanlısının anakaraya giden bir uçakta olabileceği. | Open Subtitles | كل ما اعرفة انى واقف هنا بينما اثنين قتلة مشبوهين من ممكن ان يكونوا على طائرة الان عائدين الى البر الرئيسى. |
| Tüm bildiğim, 352'nin 1938 Almanya'sında Zero Hour denen bir bilimsel program ile ilgisi olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفة هو ان 352 كان شيئاً سيتم عملة مع برنامج علمى خارج المانيا عام 1938 يسمى ساعة الصفر |
| Şu anda bu kadınla ilgili bildiğim tek şey adının Anna Massey olduğu ve bir sebeple bu saatlerin peşinde olduğu. | Open Subtitles | الان كل ما اعرفة عن هذة الفتاة هو ذلك الاسم انا ماسى وذلك لسبب ما , انها خلف هذة الساعات |
| Tek bildiğim onunla onun dairesindeydim sonra burada uyandım. | Open Subtitles | كل ما اعرفة هو اننى كنت معة فى مسكنة , وبعدها استيقظت هنا |
| Bütün bildiğim New Orleans' ta bir kumarbaz olduğu ve sol eliyle kart dağıtıp, sol eliyle silah kullandığı. | Open Subtitles | كل ما اعرفة انه كان مقامرا "في "نيو اورلينز وانه يوزع اوراق اللعب ويطلق الرصاص بيده اليسري |
| Tek bildiğim, fazla mesai. | Open Subtitles | كل ما اعرفة انها تنفجر طوال الوقت |
| bildiğim her şeyi bana o öğretmişti. | Open Subtitles | وهو معلمى وقام بتعليمى كل ما اعرفة |
| Tüm bildiğim benim adamımın oraya gittiğini söylediği. | Open Subtitles | كل ما اعرفة انه كان متواجد هناك. |
| Tek bildiğim bağlantımın orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كل ما اعرفة انه كان متواجد هناك. |
| - Tüm bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كل ما اعرفة |
| Tüm bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كلُ ما اعرفة. |
| bildiğim kadarıyla yok. | Open Subtitles | ليس ذلك ما اعرفة |
| Tek bildiğim bana söylenenler. | Open Subtitles | كل ما اعرفة هو ماقيل لي |
| bildiğim şey bu. | Open Subtitles | وهذا ما اعرفة |