| Günahlarının cezası olarak... hayatının geri kalanını cüzzama adaması istendi. | Open Subtitles | و كتكفيرٌ عن هذه الخطيئة .. طلب أن يسمحوا له بأنّ يُكرّس ما تبقّى له من عمره مع المجذومين. |
| Hayatımızın geri kalanını birlikte geçirecektik. | Open Subtitles | و قد كان يُفترض منا أن نمضي ما تبقّى من حياتنا سويةً. |
| Şimdi geriye kalan mutluluğumla birlikte buraya yerleşmekte kendimi özgür hissediyorum. | Open Subtitles | لذا أشعر الآن بحرية الاستقرار مع ما تبقّى من سعادة لدي |
| Üç nesil boyunca Ark, insan ırkından hayatta kalanlara ev sahipliği yaptı. | Open Subtitles | لثلاثة أجيال حافظ الـ(آرك) على ما تبقّى من الجنس البشري أحياء |
| Dwight öldü. Öldürdüğümüz polislerden geriye kalanlar ellerinde. | Open Subtitles | لديهم ما تبقّى مِنْ ذلك الشرطي الذي قَتلنَاه |
| Bu kız arkadaşından geriye kalan tek kalan şey şimdi vazgeçip teslim olun | Open Subtitles | هذه كلّ ما تبقّى من صديقتُكِ. الآن استسلم. |
| O daire bana O'ndan kalan tek şey gibi geliyordu. | Open Subtitles | أشعر بأنّ تلك الشقّة هي كلّ ما تبقّى لي منه |
| Sen hayatım geri kalanını bir kanepenin üstünde battaniyeye sarılmış, | Open Subtitles | تتمنّى أن أقضي ما تبقّى من حياتي متلحفة ببطانية على الأريكة، |
| Evet, harika biri ama sırf öyle diye hayatımın geri kalanını onunla geçirmem için zorlanacak biri değilim. | Open Subtitles | ولكن لن يرغمني أحدٌ على قضاء ما تبقّى من عمري مع شخصٍ فقط لأنّه رائع. من قد يرغب بذلك؟ |
| Evet ama sırf öyle diye hayatımın geri kalanını onunla geçirmem için sıkboğaza getirilecek biri değilim. | Open Subtitles | ولكن لن يرغمني أحدٌ على تكملة ما تبقّى من عمري مع شخصٍ فقط لأنّه رائع. |
| Sefil hayatlarının geri kalanını parmaklıklar ardında geçirecekler. | Open Subtitles | الذين سيمضون ما تبقّى من حياتهم البائسة وراء القضبان |
| geriye kalan tek şey stüdyoda yapımcılarla tanışmak ki seni imzalatabilsinler. | Open Subtitles | كل ما تبقّى هو أن تقابل المنفذين في الإستديو . كي يوقعوا |
| Ya kendimi tekrardan iyi bir aktör yapcağım ya da... kariyerimden geriye kalan ne varsa, onu mahvetmeden önceki bir kaç saatimi güzel geçirmeye çalşıyorum. | Open Subtitles | .. أنا فقط، أمامي بضعة ساعات قبل أن إمّا أن أُعيد تعريف نفسي كُمُمثّل جاد أو أدمّر ما تبقّى من مستقبلي المهني |
| Üç nesil boyunca Ark, insan ırkından hayatta kalanlara ev sahipliği yaptı. | Open Subtitles | لثلاثة أجيال حافظ الـ(آرك) على ما تبقّى من الجنس البشري أحياء |
| Üç nesil boyunca Ark, insan ırkından hayatta kalanlara ev sahipliği yaptı. | Open Subtitles | لثلاثة أجيال حافظ الـ(آرك) على ما تبقّى من الجنس البشري أحياء |
| Üç nesil boyunca Ark, insan ırkından hayatta kalanlara ev sahipliği yaptı. | Open Subtitles | لثلاثة أجيال حافظ الـ(آرك) على ما تبقّى من الجنس البشري أحياء |
| En iyi cerrah bile göğüs dokusunun tüm hücrelerini ortadan kaldıramaz. Göğsünde kalanlar için MRI çekilsin. | Open Subtitles | حتى أفضل الجراحين لا يستطيع إزالة كلِّ خليةٍ من نسيج الثدي امسح بالرنين المغناطيسي ما تبقّى من صدرها |
| Hadi eğlenelim! Tek kalan şey bu. | Open Subtitles | لا بأس، فلنستمتع بوقتنا قليلاً هذا كلّ ما تبقّى لدينا |
| O günden elimde kalan tek şey bu karikatür. | Open Subtitles | و كل ما تبقّى لدي رسم كاريكاتوري لذلك اليوم |