| Bu gece bir fahişe tuttum, ama Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | لقد اصطحبت عاهرة الليلة لكنه ليس ما تظنه |
| Sakin ol, asker. Bu Düşündüğün gibi bir şey değil. | Open Subtitles | على مهلك أيها الجندي، هذا ليس ما تظنه. |
| Gerçek diye düşündüğün şey basitçe kazananların sana sunduğu hikâyelerdir. | Open Subtitles | ما تظنه بحقائق، هي ببساطة قصص، المنتصرون غذّوك بها. |
| Onun ne düşündüğünü kafana takma, bence başardın. | Open Subtitles | لا تقلقى بشأن ما تظنه هى أظنكِ نجحتى فى تحقيق غرضكِ |
| Bu senin düşüncen ama o para devletin el koyamayacağı dokunulmaz bir fon. | Open Subtitles | -هذا ما تظنه أنت لكنه في الواقع سيدخل بوديعة محمية لا يمكن للحكومة لمسها |
| Şunu anlamalısın sen. Önemli olan polisin ne düşündüğü. | Open Subtitles | لابد أن تضعى فى أعتباركِ شيئاً واحداً إن ما تظنه الشرطة هو ما يهم |
| Benim ilgilendiğim senin ne düşündüğün ve sanırım bundan konuşmak seni üzüyor. | Open Subtitles | الذي يهمّني هو ما تظنه أنت وأظن أن الموضوع يزعجك بسبب الطريقة التي تتحدّث فيها عنه |
| Siz doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapıyorsunuz, dışarıdan nasıl gözükürse gözüksün, bende öyle. | Open Subtitles | أنت تفعل فقط ما تظنه صائباً وبصرف النظر عما تؤول إليه مثلي تماماً |
| Ama gerçek senin Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | لكن الحقيقة ليست ما تظنه |
| Düşündüğün gibi değil, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس ما تظنه حسنا؟ |
| Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تظنه |
| Ama bazen aşk olarak düşündüğün şey sağlıksız bir saplantı olabilir. | Open Subtitles | ولكن أحياناً ما تظنه حُب هو مجرد تثبيت غير صحى |
| Aslında düşündüğün şey değil, patron. | Open Subtitles | حسناً، إنه ليس ما تظنه أيها الرئيس. |
| Olacağını düşündüğün şey her neyse olmayacak. | Open Subtitles | لن يحدث ما تظنه سيحدث. |
| Iris'in ne düşündüğünü bilmiyorum ama Iris ve amcası birer sahtekar. | Open Subtitles | لا أعرف ما تظنه أيريس لكنها وعمها محتالان |
| İkimiz yarın onu ziyaret edebiliriz diye düşünüyorum böylece ne düşündüğünü görebilirsin. | Open Subtitles | لذا اعتقدت أنني وأنت سذهب لزيارته غداً، لترى ما تظنه |
| Hepimiz biliyoruz ki ben sadece üçlü kişilik belaya neden oluyorum... ve New York'un benim hakkımda ne düşündüğünü gidip göreceğim. | Open Subtitles | فجميعنا يعلم بأنني لن أشارككم بشيء سوى المشاكل لذا سأذهب لأرى ما تظنه بي "نيويورك" |
| Bu senin düşüncen. | Open Subtitles | هذا ما تظنه |
| O senin düşüncen. | Open Subtitles | هذا ما تظنه |
| Başkalarının ne düşündüğü önemli değil, Sadece senin ne düşündüğün önemli. | Open Subtitles | لا يهم ما يظنه به الاخرون المهم ما تظنه انت |
| Her zaman doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yaptınız. | Open Subtitles | لقد كنت دائما تفعل ما تظنه صحيحا. |
| Bu sizin düşünceniz. | Open Subtitles | هذا ما تظنه انت. |