"ما دمت" - Traduction Arabe en Turc

• olduğum sürece
• olduğun sürece
• Madem
• sürece bir
• ettiğin sürece
• müddetçe
• yaptığın sürece
• sürece bakabilirsin

Hayır, veremem. Burda olduğum sürece, gelişmeler benim kontrolüm dışında. Üzgünüm.
لا، لا استطيع، ما دمت هنا أنها خارج سيطرتي، أنا آسف

Ama ben olduğum sürece en iyi olamayacaksın.
لكن ما دمت انا حيا ستظل دوما بالمرتبة الثانية

Elçilik çalışanı olduğun sürece seni tutuklayamazlar.
لا يمكنهم اعتقالك ما دمت موظف في السفارة

Madem giremeyeceğim, ne bağırıp çağırıyorsun?
ولماذا كل هذا الصراخ ما دمت لا أستطيع دخول الحمّام؟

O evde yaşadığın sürece bir ilişkin olmayacak.
لن تعيش أبداً علاقة ما دمت تقيم مع أصحابك

Sen rolüne devam ettiğin sürece, her şey yoluna girecek.
سيكون كلّ شيء على ما يرام، ما دمت تستمرين بلعب دورك.

Yaşadığım müddetçe bir daha asla sarhoş olmayacağım.
لن أثمل بعد اليوم أبدا ما دمت حيا

Yok, bu da iyi bir seçim. Bir şeyler yaptığın sürece,değil mi?
كلا، هذا اختيارٌ جيد أيضاً ما دمت ستعود إلى العمل

- Konferansa geç kalmadığım sürece bakabilirsin.
-بقدر ماتشائين ما دمت لن أتأخر عن المؤتمر

Ben bu grubun lideri olduğum sürece emirlerime itaat edilecek.
ما دمت أنا قائد هذه المجموعة، ستطيعوا أوامري.

Ben bu ülkede kral olduğum sürece zekâ karşılıksız kalmayacak.
سوف أكافئ النبيه ما دمت أنا ملك هذه الأصقاع

Gizli görevde olduğum sürece başkasıyla irtibat kuramam.
أنا لا أستطيع التكلم مع أحد آخر ما دمت بدون غطء

Hayatta olduğum sürece buna izin vermeyeceğim.
لن أتركها تعيش معكَ مجدّدًا ما دمت على قيد الحياة

- Legal olarak şovumuza bağlı olduğun sürece sana rolü asla vermeyecekler.
لن يعطوك الدور أبدًا ما دمت مرتبط بمسلسلنا قانونيًّا.

Bu arada, Teb'in lezzetleri misafirim olduğun sürece senin olacak.
بالوقت الحالي, متعة ثيبز سوف تكون لك ما دمت تبقى كضيفي

Dört mevsim değil ama, burada olduğun sürece bedava yer ve iaşe.
"هذا ليس كفندق "فور سيزونز لكنك ستشعر بالراحة ما دمت هنا

Peki Madem başladın, neden gelip benden izin istiyorsun?
إذا لماذا تطلب مني التصريح ما دمت قد بدأت بالفعل؟

Madem liste yapıyorsun, bahşiş vermeyi de ekle.
تستطيعين تعلم كيفيت أعطاء البقشيش ما دمت تضعين القائمة

Bak, özür dilerim. Sen yaşadığın sürece bir daha elimi sürmeyeceğim.
أنا آسف ,لن أتعاطاها ما دمت أنت حيا

Bu manzaranın tadını bize yardım ettiğin sürece çıkartabilirsin.
سوف أدعك تستمتعين بهذا المنظر الجديد ما دمت تُساعديننا

O yolda devam ettiğin sürece kaybolamazsın.
لا يمكنك أن تضيع ما دمت على ذلك الطريق

Karakurum'a hükmettiğim müddetçe çeşme asla akmayacak.
ما دمت أحكم "قراقورم", لن يتدفق الينبوع مجدداً.

Sen işbirliği yaptığın sürece prense bir zarar gelmeyecek.
إن ولي تأتي إلى أي ضرر ما دمت التعاون.