- Ailenin aradığı şeyi bulmuş. | Open Subtitles | لقد وجدت ما كان يبحث عنه والداكِ وما هو؟ |
Bu mavi balina nihayet uzun süredir aradığı şeyi buldu. | Open Subtitles | هذا الحوت الأزرق قد وجد وأخيراً ما كان يبحث عنه لمدّة طويلة. |
Donald bu kurşunla nihayet Reven'i öldürdüğün günden beri aradığı şeyi elde etti. | Open Subtitles | مع تلك الرصاصة، دونالد أخيرا لديه ما كان يبحث عنه منذ اليوم الذي قتل ريفن... |
Demek ki aradığı şey bu bilgisayardaymış. İşte. | Open Subtitles | لذا أي يكن ما كان يبحث عنه كان على هذا الحاسب هنا |
O dağlarda bir tek aradığı şey var o da kırmızı göbekli bir şahin. | Open Subtitles | الصقر ذو البطن الحمراء هذا ما كان يبحث عنه في أعلى هذه الجبال، وإننا بحثنا عنه |
Şunu söyleyebilirim ki her kim yaptıysa Ne aradığını biliyormuş. | Open Subtitles | الذي أستطيع أن أخبرك به أن أيّاً كان من فعل ذلك فهو كان يعرف ما كان يبحث عنه |
Ne aradığını öğrenmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن نعرف ما كان يبحث عنه. |
Babam o kaleyi parça parça Smallville'e taşıdı ama görünüşe göre aradığı şeyi asla bulamadı. | Open Subtitles | ،(جلب أبي تلك القلعة إلى (سمولفيل حجراً حجراً لكن من الواضح أنه لم يجد ما كان يبحث عنه |
aradığı şeyi bulamamıştı. | Open Subtitles | إنه لم يجد ما كان يبحث عنه |
aradığı şeyi bulamadı. | Open Subtitles | لم وجد ما كان يبحث عنه. |
- aradığı şeyi buldu. | Open Subtitles | لقد وجد ما كان يبحث عنه.. |
Paul bunu araştırıyordu ve bence aradığı şeyi bulmuştu. | Open Subtitles | (بول) ، كان يبحث حول هذا الأمر... وأعتقد أنه وجد بالضبط ما كان يبحث عنه. |
Lex aradığı şeyi bulamadı. | Open Subtitles | ليكس) لم يجد ما كان يبحث عنه) |
Öyle de olabilir ya da onların aradığı şey her neyse, onlarda arıyor. | Open Subtitles | أو أنهم يبحون هنا مهما ما كان يبحث عنه هو |
Katilin aradığı şey o olmalı. | Open Subtitles | "لابدّ أنّه ما كان يبحث عنه القاتل" |
Burns'ün Ne aradığını takip ediyor. - Harika. | Open Subtitles | -تتعقب ما كان يبحث عنه (بيرنز ) |