| Şimdiyse tek bahsettiği şey siktiğimin Algarve'ında bankacı torunuyla golf oynamak. | Open Subtitles | و الان كل ما يتحدث عنه هو لعب الكولف في الكارف اللعينه مع حفيده , والذي يكون مسؤول مصرفي |
| ..tek bahsettiği şey grubuyla ne kadar gurur duyduğuydu. | Open Subtitles | كل ما يتحدث عنه هو كم هو فخور بتلك الفرقة |
| Neyden bahsediyor bilmiyorum. Konferans vermeye geldim, hepsi bu. Size beni nasıl anlattılar bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما يتحدث عنه ، أنا هنا لمؤتمر هذا كل شئ ، لا أعلم من اخبرك بخلاف هذا |
| Ama herkes bugün senin boktan filminde ne yaptığını konuşuyor. | Open Subtitles | وكل ما يتحدث عنه الناس هذا الصباح هو ما تفعله في فيلمك الأبله |
| O kadar duygusaldı ki, o anlatırken ne dediğini anlamadım bile. | Open Subtitles | لقد كان عاطفياً جداً لم أستطع أن أفهم ما يتحدث عنه |
| Sir David'in burada bahsettiği şey yalan söylemek. | Open Subtitles | ما يتحدث عنه السيد ديفيد هنا هو الكذب |
| Çünkü herkes kafeteryada bu konu hakkında konuşuyor. | Open Subtitles | لأن هذا ما يتحدث عنه الجميع في المطعم |
| Şimdi herkes onu konuşuyor, ...balıkların geldiği günü. | Open Subtitles | ... هذا كل ما يتحدث عنه الناس الآن يوم جاءت الأسماك |
| Üniversitedeki herkes konuşuyor. | Open Subtitles | هذا كل ما يتحدث عنه الجميع في الجامعة |
| O kadar duygusaldı ki, o anlatırken ne dediğini anlamadım bile. | Open Subtitles | لقد كان عاطفياً جداً , لم أستطع أن أفهم ما يتحدث عنه |
| Sana inanıyorum ama Süvari'nin ne dediğini de bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أصدقك، ولكني بحاجة لمعرفة ما يتحدث عنه. |
| Bence acildeki doktor ne dediğini bilmiyordu. | Open Subtitles | أتعلمان، لا اظن أن طبيب غرفة الطوارئ يعلم ما يتحدث عنه |