| Tam tersine, asıl şaşırtıcı olan, ...benim gibi bir adamın, ...yaşadığı bütün o yıllar boyunca, hayata seyirci kalıp, ...kensinde olan büyük gücü keşfedememiş olması, ama... | Open Subtitles | على العكس من ذلك، ما يثير الدهشة هو أن رجلا مثلي يمكن أن يبقى طيلة هذه السنوات يشاهد الحياة بصفة متفرج |
| şaşırtıcı olan, en umut verici simülasyonlar aslında patlamıyor. | Open Subtitles | ما يثير الدهشة هو أن المحاكاة لا تنفجر فعلياً |
| Ama çok daha şaşırtıcı olan işte bunlar. Bunlar bileşik gözler. | Open Subtitles | ،لكن، ربما ما يثير الدهشة اكثر، هي تلك لأن هذه هي عيون معقدة |
| Piyangoyu da birçok kişi oynuyor. şaşırtıcı olan ortaya koydukları şeyin hayatları olması. | Open Subtitles | حسناً, عديد الاشخاص يلعبون (الياناصيب) ما يثير الدهشة , انهم يفعلونه مع ارواحهم. |
| Daha da şaşırtıcı olan, Doktor Campbell'in %20 soya fasulyesi ya da buğday proteiniyle yapılan %20 protein diyetinin kansere yol açmadığını keşfetmesiydi. | Open Subtitles | و ما يثير الدهشة أكثر، (أن الطبيب (كامبل اكتشف أن نمط غذاء الـ%20 من البروتين النباتي المكوّن من فول الصويا و القمح |