| Eric Cartman ise yaşadığı trajedinin, en sevdiği şeyi yapmasına engel olmasını reddetti. | Open Subtitles | أما بالنسبة لإيرك كارتمان، لم يسمح للمأساة أن تمنعه من فعل ما يحبه |
| Birini kontrol etmek istiyorsan, sevdiği şeyi alacaksın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تسيطر على شخص ما، إسلبه ما يحبه. |
| Erkekler ne sever, hiç fikrim yok. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة عن ما يحبه الرجال. |
| - Başka ne sever? | Open Subtitles | ما هو اخر ما يحبه? |
| Herkesin ne sevdiği Umrumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني ما يحبه الجميع |
| Kitap onu ünlü yaptı ve bu da onu en sevdiği şey olan ihtilaf yaratma ve dikkat çekme konusunda cesaretlendirdi. | Open Subtitles | لقد جعله الكتاب شهيرا وهو ما شجعه على أن يفعل أكثر ما يحبه وهو الدخول في مجادلات لجذب الانتباه |
| Birisi sevdiği şeyleri yok etmeye çalıştığı zaman öyle oluyor. | Open Subtitles | ذلك يحصل عندما يوجد شخص يحاول أن يحطم ما يحبه |
| Ama insanların burada sevdiği şeyi mahvetmeyeceğiz. | Open Subtitles | ولكننا لن ندمر ما يحبه الناس بشأن هذا المكان |
| Sana bir savaşçının sevdiği şeyi yaptığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك بأن المقاتل يفعل ما يحبه |
| Siz erkeklerin sevdiği şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | أفعل ما يحبه الرجال |
| Oğlum ne sever biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما يحبه إبني |
| Başka ne sever biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفي ما يحبه أيضاً ؟ |
| - Herkesin ne sevdiği umurumda değil. | Open Subtitles | -لا يمهني ما يحبه الجميع |
| Ne demek oluyor şimdi, "Onun sevdiği şey bu değil"? | Open Subtitles | ما المفروض أن يعني "هذا ليس ما يحبه" |
| Hayranlarımın sevdiği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يحبه المعجبون |
| Çoğu insanın sevdiği şeyleri seviyoruz. | Open Subtitles | نحب ما يحبه الأغلبية |