| Gerçek bir gazeteci prensipleri için hapis yatmaya hazırdır. | Open Subtitles | أي صحفي حقيقي سيكون جاهز لأن يذهب للسجن من أجل أن يحمي مبادئه |
| ...eleştirilerini savuşturmak için muhtemelen en kolay yolda buydu ancak prensipleri buna izin vermezdi. | Open Subtitles | الأمر الذي ربما يكون مخرجًا أسهل لمنتقديه أيضاً ،ولكن مبادئه كانت تمنعه من ذلك فودع زوجته وعائلته |
| "Bazıları prensipleri uğruna parti değiştirirler bazılarıysa partileri uğruna prensiplerini değiştirirler." Churchill | Open Subtitles | يترك البعض حزبه بسبب المباديء وبعضهم يغير مبادئه بسبب الحزب -ونستون تشرشل |
| Ancak size şunu hatırlatırım, herhangi bir katilden daha tehlikelisi ilkeleri uğruna ölmeye hazır olan adamdır. | Open Subtitles | ولكنّي أُذكّركم بما هو أشد خطرًا من أي قاتل رجل مُستعد للموت من أجل مبادئه |
| Simon, eğer Nelson Mandela, inandığı şeyi savunmamış olsaydı, şu anda nerede olurduk? | Open Subtitles | سايمون, لو لم يقف نيلسون مانديلا مع مبادئه, فأين سنكون الآن؟ |
| ERNESTO CHE GUEVARA, DAHA SONRA SIKIYÖNETİM ORDUSU TARAFINDAN YAKALANDIĞI KONGO VE BOLİVYA'DA İDEALLERİ UĞRUNA SAVAŞTI VE 1967 EKİMİ'NDE, CIA'İN DE İZNİYLE, BİR SUİKAST SONUCU ÖLDÜRÜLDÜ. | Open Subtitles | كافح إرنيستو شي جيفارا من أجل مبادئه في الكونجو CIA وبوليفيا حيث إعتقله الجيش الحاكم بمساعدة وتم إعدامه فى أكتوبر 1967 |
| Politikası neydi, neyi savunuyordu? | Open Subtitles | ماذا كانت سياسته ؟ وماذا كانت مبادئه ؟ |
| Ama o, iyi bir savunmanın herkesin anayasal hakkı olduğuna inanırdı. Prensiplerine bağlıydı. | Open Subtitles | لكنه كان يعتقد بأنّ الجميع لديهم حق دستوري ليحظوا بدفاع جيّد، كانت لديه مبادئه الخاصة |
| Ama aşk için prensiplerinden ödün verecek biri değil. | Open Subtitles | لكنّه ليس من النوع الذي يخالف مبادئه من أجل الحب |
| Babam prensipleri uğruna öldü. | Open Subtitles | مات أبي من أجل مبادئه |
| Babam prensipleri uğruna öldü. | Open Subtitles | مات أبي دفاعاً عن مبادئه |
| Basit prensiplerini ortaya çıkarmaya bile 10 senemiz vardı daha. | Open Subtitles | كنا لانزال نبعد 10 اعوام عن تفكيك مبادئه الأساسية |
| Onun prensiplerini ve hırsını ona karşı kullandılar. | Open Subtitles | لقد استغلوا مبادئه واهوائه ضده |
| Ama hiçbirisi bir dost uğruna kendi prensiplerini feda etmezdi. | Open Subtitles | لكن لم يكن فيهم من يغير مبادئه |
| Onun bazı ilkeleri var. Karısını boşamaz. | Open Subtitles | هو سيبقي بعض مبادئه , هو لن يطلق زوجته |
| Ama çok katı ilkeleri var. | Open Subtitles | وإن كان مُتشدّداً فى مبادئه |
| Mike Hoare'nin içinde iyilik vardı fakat inandığı şeylerde çok fazla iyilik yoktu. | Open Subtitles | كان هناك بعض الخير في مايك هور ولكن مبادئه كانت شريرة |
| Buraya bir kişi alıyorsun, kendi ideallerinden haberi olmayan birini... ve birden idealleri olan birine dönüşüyor, idealleri olan biri derken, başkalarına yukardan bakan birine dönüşüyor. | Open Subtitles | والذي لم يقم أبداً بالتخلي عن مبادئه ونحوله إلى شخص يتخلى عن مبادئه (معنى أخر للكلمة) |
| Politikası neydi, neyi savunuyordu? | Open Subtitles | ماذا كانت سياسته ؟ وماذا كانت مبادئه ؟ |
| Ama bundan daha da önemlisi; onun Prensiplerine önem veriyorum. | Open Subtitles | ولكن الأهم من ذلك، أقدر مبادئه. |
| Aşk için ne olursa yapardı hatta prensiplerinden taviz vermek buna dahil. | Open Subtitles | من اجل الحب، كان على استعداد لفعل أي شيء حتى ان يتنازل عن مبادئه الخاصة |
| Newton, Dünya'nın, Ay'ın ve gezegenlerin bilinen tüm hareketlerini tanımlamak için kendi ilkelerini kullandı. | Open Subtitles | طبَّقَ نيوتن مبادئه لتفسير جميع الحركات المعروفة للأرض و القمر و الكواكب. |