| Vay be. İki haftadır ayıkmış. etkileyici. | Open Subtitles | عجباً، أسبوعين دون إحتساء الكحول هذا أمر مبهر |
| Vay be. İki haftadır ayıkmış. etkileyici. | Open Subtitles | عجباً، أسبوعين دون إحتساء الكحول هذا أمر مبهر |
| Bu kadar sıkı bağları olan bir grubun baskı altında dağılışını izlemek çok etkileyici. | Open Subtitles | أعترف أن هذا مبهر أن ترى جماعة متماسكة تنهار تحت الضغط |
| Büyüleyici ve beklenmedik bir şey bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب علي ان اعثر على شيء مبهر.. غير متوقع |
| Açıkçası çok etkilendim... | Open Subtitles | مبهر للغاية لدرجة .. لأكون صادقًا، |
| Adam bana etkileyici sopalar kullanacağıma daha çok çalışmamı söyledi. | Open Subtitles | هذا المدرب طلب مني أن أتدرب أكثر بدلاً من أن أضع حولي فريق مبهر. |
| Kredi kartları, şantaj, kimlikte sahtecilik. Oldukça etkileyici. | Open Subtitles | بطاقات الائتمان والابتزاز وتزوير الهوية مبهر جداً |
| Evet, ben de öyle. Tamam oldukça etkileyici bir sabıka kaydınız var. | Open Subtitles | أجل، وأنا كذلك، حسناً، إذاً لديكِ سجل جنائي مبهر جدّاً. |
| Kayıp bir babaya göre fedakarlığın etkileyici. | Open Subtitles | مقارنة بكونك أبًا غائبًا، فإن إخلاصك مبهر. |
| Burası benim ofisim. etkileyici ha? | Open Subtitles | هذا هو مكتبى، مبهر أليس كذلك ؟ |
| Çok etkileyici. Özgeçmişini gönderdin mi? | Open Subtitles | هذا مبهر جداً، ألديك سيرة ذاتية؟ |
| - Oldukça etkileyici - Sana neyin etkileyici olduğunu göstereyim. | Open Subtitles | ــ هذا مبهر ــ سأخبرك ماهو المبهر |
| Oldukça etkileyici oğlum, oldukça. | Open Subtitles | إنّ ذلك مبهر جداً يا بنيّ.. جداً. |
| Şirketinin rakamlarını inceledim ve yaptıkların oldukça etkileyici geldi. | Open Subtitles | قمت بمراجعة أرقام شركتك وما حققته مبهر |
| Ve bu da dostum, bayağı etkileyici, değil mi? | Open Subtitles | وهذا يا صديقي امر مبهر, اليس كذلك ؟ |
| Çok zekisin. Tel tokayı öpücükle vermen Büyüleyici! | Open Subtitles | أنتِ عبقرية، تمرير لي دبوس حاد عن طريق قُبلة أمر مبهر |
| Babamdan bir alıntı ha? Çok etkilendim. | Open Subtitles | إحدى جمل أبي هذا مبهر |
| Vay be. Herkesin terörist olduğunu düşünmek zor olsa gerek. | Open Subtitles | شئ مبهر ، لابد أنه من الصعب التفكير بأن الجميع إرهابيين. |
| Birden bir şekilde kabul edilebilir hale gelmiştim, ki bunu da, anlarsınız, inanılmaz buldum. | TED | فجأة بأت أصبح مقبولة نوعا ما, والذي وجدته, كما تعلمون, مبهر ايضا |
| Cesaretinizi kırmak istemem ve istediğiniz şey takdire şayan. | Open Subtitles | لا أريد أن أثبط من همتك لأن ما تعرضه مبهر |
| - Evet. Bu gerçekten etkileyiciydi. | Open Subtitles | نعم، هيّا هذا مبهر |
| İddiaya girerim ki, bu gece çok gösterişli bir yerde yemeye gideceksin, değil mi? | Open Subtitles | أراهن أنك ذاهب لمكان مبهر جدًا لهذه الليلة |
| Tayvan ve Hong Kong'ta, seçim zamanı göz alıcı, dikkat çekici sokak tiyatroları yapılıyor. | TED | في تايوان وهونغ كونغ، يوجد عرض، عرض مبهر وجذاب في مسرح الشارع للانتخابات. |
| Ve bazı yıldızlar bir süpernova patlamasında muhteşem biçimde ölerek geriye böyle artıklar bırakacaklar. | TED | وتموت بعض النجوم في منظر مبهر في انفجار سوبرنوفا وتترك بقايا كتلك |