Bazen gece geç saatte dönerdi, ve onu yatağımın dibinde uyuyor olarak bulmayı beklerdim. | Open Subtitles | بعض الأوقات عندما يعود متأخراً في منتصف الليل, كنت أصحوا لأجده نائما بالقرب من سريري |
Deniz hava durumu. Gece geç saatte yayınlanır. | Open Subtitles | التوقعات الملاحية، موسيقى تُبث متأخراً في الليل. |
- Çünkü gece geç vakitte yayınlanıyor ve ek işte çalışmadığında sütünü içip 10'da kıçını yatağa deviriyorsun da ondan. | Open Subtitles | لأنه يظهر متأخراً في الليل، وعندما لا تكون شخصاً يعمل بوظيفة إضافية، فإن مؤخرتك المدللة ستكون في السرير بحلول العاشرة |
Dün gece geç vakitte babası ile görüşebildim. | Open Subtitles | تلقيتُ المحضر من والدها متأخراً في ليلة الأمس |
Sürücülüğü biraz geç yaşta öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت القيادة متأخراً في حياتي |
Zaten o geç saatlere kadar çalışıyormuş ama Bayan James evdeymiş. | Open Subtitles | لميكنهناكلرؤية"روبرت جيمس" يتبين بأنه كان يعمل متأخراً في المكتب لكن السيدة " جيمس " كانت هناك |
Her gece geç saatlerde orada bir şeyler dönerdi. | Open Subtitles | هناك دائماً أشياء تذهب هناك متأخراً في الليل. |
Geçen gece, geç saatte. | Open Subtitles | متأخراً في ليلة البارحة |
Çoğu zaman geç saatlere kadar ayakta oluyorum. | Open Subtitles | أنا أستيقظ متأخراً في الغالب |
- Seninle Yarasa Kadın'ı gördüğümüz gece Rocky Ballantine Wayne Tech.de geç saatlere kadar çalıştı. | Open Subtitles | -حل الليل ونحن لم نرى (المرأة الوطواط )... روكي بالانتين) ما تزال تعمل).. متأخراً في تقنية (وين) |
Dün gece geç saatlerde şehirdeki kumarhanelerden biri soyulmuş. | Open Subtitles | متأخراً في ليلة البارحة أحد كازينوهات المسافرين بجوار السجن تم سرقته |
Bir gün geç saatlerde laboratuvardaydım ve yerde bir ataç gördüm, | Open Subtitles | في أحد الليالي كان الوقت متأخراً في المختبر |