| Dükkanımı ve kimliğimi kaybettim ve geriye tek yeleğim kaldı. | Open Subtitles | لقد خسرت متجري وهوّيتي وكل ما بقي لي هو سترتي |
| Tıpkı eski günlerdeki gibiydi. Kendi mücevherat Dükkanımı da açmıştım. | Open Subtitles | عدت لعملي السابق,و فتحت أيضاً متجري الخاص للمجوهرات |
| Ederim çünkü bu benim evim, benim şarabım, benim dükkanım. | Open Subtitles | أنا أقبل المال لأن هذا منزلي، نبيذي، متجري |
| Onu tutuklayıp dükkanımdan çıkarmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ماذا عن أن تعتقلوا هذا المجنون و تخرجوه من متجري ؟ |
| Baban bu kediyi benim dükkânımdan aldı. Biliyor muydun? | Open Subtitles | أباكي قام بشراء هذا القط من متجري أتعرفين ذلك ؟ |
| Üzgünüm, ama dükkanımda, takımın bir parçası olmayan birini istemiyorum. | Open Subtitles | آسف، لا أريد عضواً في متجري لا يتمتع بروح الفريق |
| Eğer Dükkanımı kaybedeceksem, bu şekilde kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | اذا كنت سأخسر متجري فـ لن اخسره بـ هذهِ الطريقة |
| - Dükkanımı geri istiyorum. | Open Subtitles | لكن انت تعلم لماذا انا هنا انا اريد استعادة متجري |
| Evet, tabii. Keşke Dükkanımı terk edecek gücün olsa. | Open Subtitles | أجل، أجل، أتمنى لو كنت تملك القوة لمغادرة متجري |
| Senin ile buradayken... dükkanım elden gidiyor. | Open Subtitles | بينما أستمتع برفقتك هنا، يسقط متجري إلى الهاوية. |
| Onlara her zaman bir baba ,bir dükkanım olduğunu söylerim.İyi bir insan olduğumu. | Open Subtitles | استطيع دوماً ان اخبرهم بأنني أب ، بأنه كان لدي متجري الخاص , بأنني شخص جيّد |
| dükkanım karşılığında, biraz para verip... beni şehir dışına sen yollarsın diye umuyordum. | Open Subtitles | وكنتُ آمُلُ بمنح متجري لك مقابل إعطائي مالا وإخراجي من المدينة عند أحد معارفك |
| dükkanımdan çıktıktan sonra mesuliyet kabul edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أكون مسؤولاً بعدما يُغادر متجري. |
| Restorana, dükkanımdan yılbaşı şekeri getirdim. | Open Subtitles | أحضرت بعض حلويات عيد الميلاد من متجري إلى المطعم. |
| Şunu dükkanımdan çıkar. Satışları engelliyor. | Open Subtitles | أخرجه من متجري أنه سيء في الأعمال التجارية |
| Hepiniz dükkânımdan uzak durun. Yüzünüzü unutmayacağım. | Open Subtitles | جميعكم , ابتعدوا عن متجري أنا أتذكر وجوهكم |
| Seni dükkanımda istemediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | ظننت بأني قلت لكي أنني لا أريدكي في متجري |
| dükkânımı sattım ve bu binayı diktim. | Open Subtitles | بعتُ متجري وقمتُ ببناء هذا المبنى الكبير. |
| Şimdilik yok. Hey, dedektifleri Dükkanımın arkasına gönderemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك إرسال مارشالات خلف متجري |
| Sen işsizken, mağazama eleman aldığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر حين كنت أقوم بالتوظيف في متجري ، و كنتَ عـاطلا عن العمـل |
| Amir daha lisedeyken benim Dükkanıma gelirdi. | Open Subtitles | أمير كان يأتي إلى متجري عندما كان في الثانويه |
| Kahretsin! Hey, eğer benim dükkânıma ayak bassaydı, o şerefsize yapacaklarımla... | Open Subtitles | يبدو انك لا تعرفين ما الذي سأفعله لذاك الوغد ان تواجد في متجري |
| Para senin. dükkan benim. | Open Subtitles | هذه الاموال اصبحت اموالك والمتجر اصبح متجري |
| Evet, ama dükkana saat 5 ile 7 arası kimse gelmiyor. Hatta bazen 10 ile 5 arası da gelmiyorlar. | Open Subtitles | نعم، لكنّ الناس لا يأتون إلى متجري ما بين الـ 5 و الـ 7، و أحياناً ما بين الـ 10 و الـ 5. |
| Cebimi ya da dükkanı arayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ الإتصال سواء في متجري او هاتفي الخليوي |
| Gerçekten mağazam için bir sürü alabilirim. | Open Subtitles | حقا، يمكنني الاستفادة من الكثير من هذه في متجري |
| "Seni dükkanda ilk gördüğüm andan itibaren.." | Open Subtitles | من المرة الأولى التي رأيتك فيها في متجري |