Buralarda hediye paketi yapan bir içki dükkânı var mı? | Open Subtitles | هل هناك متجر لبيع الخمور في المنطقة يقوم بلف الهدايا؟ |
Bir de donmuş yoğurt dükkânı hakkında rock operası vardı. | Open Subtitles | و أوبيرا فيها موسيقى روك تتحدث عن متجر لبيع الزبادي المجمد |
Sevgili sektör lideri arkadaşlarım, gördüğünüz üzere tek amacım, belki de Japonların kendi kendini temizleyen tuvaletinden sonra görülen en yaratıcı fikri satan bir bisiklet dükkânı açmak değil sadece. | Open Subtitles | الناس و زملائي أصحاب الأعمال لست مهتماً فقط بافتتاح متجر لبيع الدرجات |
Evcil hayvan dükkanında çalışıyor. | Open Subtitles | أتعرف هو يعمل في متجر لبيع الحيوانات الأليفة |
İşte o kurutulmuş çiçek dükkanında, dünyanın öbür ucunda yüzlerce yıllık geleneğin altında bu yılın bahar koleksiyonu vardı. | Open Subtitles | هنالك متجر لبيع الورد المجفف في منتصف العالم... تحت ألاف السنين من التقاليد كانت هنالك مجموعة ربيع هذا العام... |
Evcil hayvan maması satan bir dükkanın olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أنكِ تملكين متجر لبيع أطعمة الحيوانات |
Sanırsın çizgi roman dükkânı değil de üçüncü küçük domuzun evindeki partidesin. | Open Subtitles | ماهذا ،هل هو متجر لبيع القصص ام حفل في منزل الخنزير الثالث الصغير |
Tabi bir çörekçi dükkanında staj yapmıyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا كنتِ تتدربين في متجر لبيع الكعك؟ |
bense içki dükkanında çalışıyordum. | Open Subtitles | بينما كنتُ أعمل في متجر لبيع الخمور. |
Yem satan bir dükkanın önünde , birşey "'nebeck." | Open Subtitles | كانا يقفان خارج متجر لبيع طُعم للأسماك... اسمه "نيبيك" أو ما شابه... |