Buradaki kum tepecikleri yılda 600 metre hızla güneye doğru hareket ediyor. | TED | ووجدتُ أن الكثبان هنا تتحرك باتجاه الجنوب بمعدل 600 متر في العام |
Ve toplar saniyede 4.4 metre hızla dönüyor. Bundan sonrası matematik. | Open Subtitles | والكرة تدور بسرعة 4.4 متر في الثانية الباقي هو فيزياء بحتة |
- Okyanusun 8,8 km üstünde tahminen saniyede 53 metre hızla paraşütsüz düşüyorsun! Tamam, burası bir planın çok işe yarayabileceği kısım. | Open Subtitles | أنت على بعد 5.5 ميل من المحيط تسقط بقوة بسرعة 53 متر في الثانية بدون مظلة حسنا،هنا حيث قد تكون خطة مفيدة |
Bu üç adam 100 metreyi 10 saniyenin altında koşuyor. | Open Subtitles | اسمع، ثلاثة من هؤلاء الرجال يمكنهم العدو مائة متر في أقل من 10 ثواني |
100 metreyi 11 saniyede koşabilir misin? | Open Subtitles | خل بأمكانك ان تركض 100 متر في 11 ثانية ؟ |
Tree King rapor veriyor, 470 m. saat 10 yönünde. | Open Subtitles | ملك الشجرةِ ، ذكر في 470 متر في السّاعة العاشرة |
Kanalizasyon tüneli hâline getirilmiş 30 metrelik bir yerde sürünür gibi. | Open Subtitles | مثل الزحف لمئة متر في مجرى تصريف من أجل غرض معين |
Ve biz yuvaları kazınca onları koloninin genişliği kadar derinde buluruz... ...bu yüzden eski büyük yuvalar yaklaşık bir metre kadar derindedir. | TED | ونحن عندما نحفر الأعشاش نجدهم في الأعماق. كلما تتوسع المستعمرة، فهي تصبح بعمق 1 متر في الأعشاش القديمة الكبيرة. |
Taze havayı içinize çekebileceğiniz 300 metre yükseklikte. | TED | يرتفع لأكثر من 300 متر في الجو، لنتنفس الهواء النقي. |
Nöronlar, aksonlarda saniyede maximum 100 metre yayılırlar. | TED | تتكاثر الخلا العصبية ببطىء في محاور عصبية، 100 متر في الثانية أو أكثر. |
İki yıl sonra, aynı kaplan soğuk Alp dağlarımızda, 4,000 metre yükseklikte görüldü. | TED | و بعد سنتين، نفس النمر تم تحديد موقعه على حوالي 4000 متر في جبالنا الباردة كالآلب. |
Bu bir günde bir metre ekilebilir alanı yiyip bitiren, fiziksel olarak insanları evlerinden süren bir Sahara demek. | TED | هنا تلتهم الصحراء الكبرى غالبًا حوالي متر في اليوم من الأراضي الصالحة للزراعة وتتسبب في هجر الناس لمنازلهم |
Önce yüzen bir buz şelfinde yüzlerce metre, sonra 900 metre su ve daha sonra 1,300 metre deniz tabanında sondaj yaptık. | TED | حفرنا خلال مائة متر من الجرف الجليدي العائم وخلال 900 متر من الماء وثم 1300 متر في قاع البحر. |
Evet. 600 metre çapında ve 3 nanometre kalınlığında. | Open Subtitles | . صحيح . 680 متر في القطر . و بسماكة 3 نانومتر |
Kule saatte 100 metre hızla yaklaştıklarını söylüyor. | Open Subtitles | مركز التحكم يقدر سرعتهم بـ 100 متر في الساعة |
Havada 3 metre zıpladı. Sonra havada 1.8 metre zıpladı. | Open Subtitles | أنهم قفزوا 3 متر في الهواء ثم 1.8 متر في الهواء |
Az önce 400 metreyi 48.2 saniyede koştun. | Open Subtitles | لقد ركضت 400 متر في غضون 48.2 ثانية للتو |
Yüz metreyi 10 saniyenin altında koşmak gibi mi? | Open Subtitles | مثل العدو لمسافة مائة متر في أقل من عشر ثوانٍ؟ |
Elbette, 100 metreyi 17 saniyede koşarım ben. | Open Subtitles | بالطبع أنا اركض مسافه 100 متر في 17 ثانية |
225 m/s ile kalktı. | Open Subtitles | يرتفع بمعدل 225 متر في الثانية الإرتفاع ، 2.3 ميل بحري |
100 metrelik koşunun 85. metresinde, bütün ihtişamımla, Bacaktan çıkıverdim. | TED | وبعد 85 متر من الجري السريع لمسافة 100 متر في كامل تألقي انخلعت قدمي |