| Öncesinde hepsi eşit derecede agnostik olmalarına rağmen. | TED | بالرغم من أنهم كانوا قبل ذلك متساوين في إلحادهم. |
| Tanrı sınırsız bilgeliğiyle, vakıf olduğumuz kadarıyla eşit ölçü ve görünüşte olmamızın dışında, hepimizi eşit yaratmadı. | TED | لم يخلقنا جميعا على قدم المساواة بشأن الذكاء ، إلى حد ما أننا متساوين في الحجم ، والمظهر. |
| Herkes yasa önünde eşit olacak. | Open Subtitles | الكل, جميعاً, سيكونون متساوين أمام القانون. |
| Bugün yeni bir gün ve Red'in büyülü lokantasında hepimiz eşitiz. | Open Subtitles | اليوم هو يوم جديد ونحن جميعاً متساوين في مطعم "ريد" السحري |
| Bak sana ne diyeceğim, burada olduğum müddet, eşitiz. | Open Subtitles | اسمعي مادمت أنا هنا فنحن الإثنتان متساوين |
| O da "herkes eşit yaratılmıştır, ancak siyah kadınların harika kıçı var" demiş. | Open Subtitles | قال : كل ألرجال خلقوا متساوين لكن ألنساء السود لديهم ألطف مؤخرة |
| Dedikleri gibi, Tanrı bütün insanları eşit yaratmadı. | Open Subtitles | كما يَقُولون ، الله لَمْ يخلق الرجال متساوين. |
| Ne derler bilirsiniz. İnsanları eşit yapan Tanrı değil. | Open Subtitles | كما يَقُولون ، الله لَمْ يخلق الرجال متساوين. |
| İnsanlar eşit yaratılmıştır. | Open Subtitles | كل البشر خُلقوا متساوين سواءً أصدقت ذلك أم لا |
| Sizin kültürünüzde kadınlar benim kültürümde olduğundan farklı olarak erkeklerle eşit görünmüyor. | Open Subtitles | النساء فى ثقافتكم يبدون غير متساوين مع الرجال كما هو الحال فى ثقافتنا |
| Ödevlerini dağıtıp eşit not almamızı mı sağlayacak? | Open Subtitles | سوف يعيد توزيع الواجبات لكي نصبح متساوين بالعدل |
| Normal şartlarda herkes eşit doğar. | Open Subtitles | الحقوق الطبيعية، أن جميع الرجال خلقوا متساوين |
| Vatandaşların sahip olduğu temel haklardan ve bu şekilde kanun önünde hepimizin eşit olduğundan bahsediliyordu. | Open Subtitles | لقد كان جميع الفصل عن الحقوق الأساسية تلك التي لدينا كمواطنين حيث نكون جميعنا متساوين في الحماية بموجب القانون |
| # Yıllar önce hiç de eşit değildik # | Open Subtitles | نحن لم نكُن متساوين منذ العديد من السنوات ? ? |
| "Ayrı Ama Eşit*" yasası ile hiçbir zaman eşitlik sağlanmadı. | Open Subtitles | منفصلات ولكن متساوين وفي الواقع ليسوا متساوين |
| İlk olarak, biz eşit derecede korkutucuyuz. | Open Subtitles | حسنــاً، أولاً . نحن متساوين في درجة الإخافة |
| Siyahilerin beyazlarla tamamen eşit olduğuna inanıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تؤمن أن الزنوج متساوين تماماً مع الرجال البيض |
| Herkesin eşit yaratıldığına nasıl inanabilirim ki? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أؤمن أن كل الرجال خلقوا متساوين |
| Ağabey, Amerika'da hepimiz eşitiz. | Open Subtitles | اخى, نحن فى امريكا اننا متساوين |
| Ağabey, Amerika'da hepimiz eşitiz. | Open Subtitles | اخى, نحن فى امريكا اننا متساوين |
| Burada eşitiz. | Open Subtitles | نحنُ متساوين هنا. |
| Demek ki Ödeştik. Tamamdır, bu işi bıraktım. | Open Subtitles | عندئذ نحن متساوين هذه هي، أنا منسحب |