| Demek ki çalışmalarım esnasında hükümetteki adamlarla kurduğum ilişkiler pek yararlı olmayacak. | Open Subtitles | أعتقد أن كل تلك الإتصالات الحكومية التقنية التي أجريتها أثناء رحلتي خلال بدايتي لم تكن في متناول اليدين |
| Ayrıca sen, "yararlı olduğu sürece tut demiştin." Hatırladın mı? | Open Subtitles | أنت أيضا قال لي، "يبقيه انها تأتي في متناول اليدين." تذكر؟ |
| Bu yararlı olabilir. | Open Subtitles | انها تأتي في متناول اليدين. |
| Şerif, ne zaman işe yarayacağını asla bilemezsin. | Open Subtitles | أيتها الشريف، لا تعرفين أبداً متى قد يأتي هذا في متناول اليدين |
| Bunun işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعرف أنه سيكون تأتي في متناول اليدين. |
| Bunun işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أن هذه في متناول اليدين |
| Gözlemleme robotlarımın işe yarayacağını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت Spyderbots بلدي سوف تأتي في متناول اليدين. |
| Bir bazukanın ne zaman işe yarayacağını bilemezsin. | Open Subtitles | مم-هم. لأنك لا تعرف أبدا عندما بازوكا ستعمل تأتي في متناول اليدين. |