| Hank, bana teknesinde ziyafet hazırlıyormuş. | Open Subtitles | هانك سيعد لي عشاء على متن قاربه |
| Lisa'nın, büyük kötü bir kurtla onun teknesinde buluşup onunla işi bitirdikten sonra yüksek topuklularla sendeleyerek beyaz atlı prensini arayacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنّ (ليزا) قابلت رجلا كبيرا شريرا على متن قاربه و أخافها، ولذلك غادرت بحثا عن الأمير الساحر |
| - Doakes'u teknesinde görmüştüm. | Open Subtitles | -رأيتُ (دوكس) على متن قاربه |
| Babanın teknede senin fotoğraflarını çekmek için... kameranı kullandığından şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | و نشتبه أن والدك استخدمها لالتقاط صور لك على متن قاربه |
| Tek kurtulan, onunla aynı teknede olan genç bir çocuktu. | Open Subtitles | الناجيالوحيدكان رجلٌ شاب يرافقه على متن قاربه |
| Senin eleman Dexter Morgan ve kız arkadaşı sabahın 3'ünde teknedeydiler. | Open Subtitles | صاحبكَ (ديكستر مورغان) وصديقته على متن قاربه في الساعة الثالثة صباحاً |
| Senin eleman Dexter Morgan ve kız arkadaşı sabahın 3'ünde teknedeydiler. | Open Subtitles | صاحبكَ (ديكستر مورغان) وصديقته على متن قاربه في الساعة الثالثة صباحاً |
| teknede olduğu zaman hariç, değil mi? | Open Subtitles | ما عدا عندما تكون على متن قاربه,صحيح؟ |
| Çünkü teknede, aynen dediğim gibi. | Open Subtitles | لأنه على متن قاربه كما اخبرتكي |