| bir başka konu ise bu tip hacker'ların çoğu Asperger sendromu ile tutarlı bir karakteristik gösteriyor. | TED | و الأمر الآخر هو ارتفاع نسبة مخترقين مثل هؤلاء لديهم صفات متوافقة مع متلازمة أسبرجر. |
| Bu sefer belirtiler susuzluk ve hipotermi ile tutarlı. | Open Subtitles | الأعراض هذ المرة متوافقة مع الجفاف و انخفاض الحرارة |
| Yaraları ve ölüm zamanı buradakilerle uyuşuyor. Adam pilotmuş. | Open Subtitles | مات في شقته في بروكلين إصاباته ووقت الوفاة متوافقة مع الرجال هنا ، و لقد كان طياراً |
| Ve bunlar yetişkin bir insanınki ile uyuşuyor. | Open Subtitles | وهذة متوافقة مع تلك التى تخص الانسان البالغ |
| Bu işin o zamanlarki yapılma şekliyle örtüşüyorlar. | Open Subtitles | كانت متوافقة مع صيغة العمل في ذلك الوقت |
| Hatırladığım Jerry Killian'ın yapısıyla örtüşüyorlar. | Open Subtitles | وهي متوافقة مع الرجل (الذي اتذكره (جيري كيليان |
| Mevcut kalkınma paradigmamızla uyumlu olmayan vermemiz gereken tavizler gerçekten var mı? | TED | هل ثمة من مقايضات كامنة غير متوافقة مع نموذجنا الحالي للتنمية؟ |
| İçerdikleri kod ile tutarlı olacaklardır. | Open Subtitles | ستكون متوافقة مع رموزها |
| Delano'nun adamlarının marinada bıraktığı karavanda ki hasar ile tutarlı. | Open Subtitles | إنها متوافقة مع الضرر منسيارة... (ديلانو) هو وطاقمه التى غادرت المرسى. |
| İki - sütyendeki kan eldeki kanla uyuşuyor. | Open Subtitles | الثاني - الدم على حمالة هو متوافقة مع دم من اليد. |
| Sizin arabanızdaki ile uyuşuyor. | Open Subtitles | متوافقة مع سيارتك |
| Son kayıtlar ifadenizle uyuşuyor, Baş Komiser Gates. | Open Subtitles | آخر سجلات متوافقة مع أقوالك |
| Bunun yerel kimlikler ve yerel topluluklarla uyumlu olması fikrini geliştirelim. | TED | بناء المزيد على هذه الفكرة من كونها متوافقة مع الهويات المحليه، المجتمعات المحلية. |
| IBM uyumlu 500 MB sabit diskli... | Open Subtitles | متوافقة مع كمبيوترات آي بي إم الشخصية مع قرص صلب بمساحة 500 ميجا |