"مثالى" - Traduction Arabe en Turc

• mükemmel
• harika
• kusursuz
• Tipik
• ideal
• örnek
• mükemmeldir
• mükemmeldi

Beden mükemmel durumda. Eğer bu gece bir kafa bulabilirsek, sabaha hazır olur.
إن الجسم مثالى ، وإذا حصدنا الرأس الليلة ستكون جاهزة عند شروق الشمس

İnsan hareket tarzlarını görmek için mükemmel bir karşılaşma bu.
أعتقد لدينا مكان مثالى هنا لعمل بعض قياسات الظواهر الإجتماعية

-Bu adam bizim için mükemmel. -Ya bize hisselerini satmazsa?
إن هذا الشخص مثالى بالنسبة لنا وماذا إن رفض البيع

Benim görgü tanıklarım olabilirsiniz ki bu harika olur çünkü siz polissiniz.
وستكون انت شاهدى, مما سيكون مثالى لانك من الشرطة سيكون عليهم تصديقك

Öylesine kusursuz bir uyarı sistemi olmalı ki av köpekleri çalıştığımız barakaların 15 metre yakınına geldiğinde hiç iz bırakmadan işi örtebilelim.
أريد نظام مثالى لإستخدام الإشارات إذا سمعت همس على بعد 50 قدم من أى من الأكواخ التى ستعملون بها سنتوقف بدون إشارة

- Aileyi saklamak için mükemmel bir yer. - Hiçbir yer mükemmel olamaz!
إنه المكان المثالى لتخبئة أسرتى لا يوجد مكان مثالى

kusursuz çalışan bir ikaz sistemi istiyorum, bu sistem öyle mükemmel olmalı ki... nöbetçilerden biri çalıştığımız barakanın 15m yakınına geldiğinde, arkamızda hiç iz bırakmadan işi bırakalım.
أريد نظام مثالى لإستخدام الإشارات إذا سمعت همس على بعد 50 قدم من أى من الأكواخ التى ستعملون بها سنتوقف بدون إشارة

Şunu da belirteyim ki, hayatta mükemmel diye bir şey yoktur.
دعينا نوضح أمراً هاماً لا شئ مثالى فى الحياة

mükemmel bir derece, 22 dövüş kazandım. Para nerde?
أنا لدى سجل مثالى ربحت 22 ولم أخسر أى مباراة،أين المال؟

Çalışmanız endüstri casusluğu için mükemmel bir hedef gibi görünüyor.
يبدو أن عملكم هدف مثالى لعمليات التجسس الصناعى

Sevgilimi yürütmesini saymazsak... siz ikiniz mükemmel bir çiftsiniz.
عدا الحقيقه انها تضاجع صديقى انتما زوج مثالى.

Ve işte Pete, bana deli oluyor ve gerçekten mükemmel, ama hiç birşey olmuyor!
و هناك بيت انه مجنون بى وانه بالتأكيد مثالى ويريد الارتباط بى

Ancak başkalarının şekillenmiş ve planlanmış kaçamadıkları daire kadar mükemmel hayatları var.
و لكن يبدو أن الأخرين أيضا عندهم حياة التى تم تكوينها و تم التخطيط لها شىء لا مفر منه مثالى مثل الدائرة

Dünyada herkes için mükemmel bir insan olduğunu düşünürdüm.
لقد اعتقدت دائماً ان هناك شخص مثالى لكل شخص فى العالم

Bazen erkekler çok hoşlandıkları kızları beyinlerinde, her şeyin mükemmel olduğu küçük, hayali balonların içinde yaşatmazlar mı?
أعنى ، أن الرجال أحيانا لا يبقون البنات اللاتى يحبونهن حقا داخل هذه الفقاعة العميقة فى خيال العقل حيث كل شئ مثالى ؟

Yani, aşk her zaman mükemmel olamaz. Aşk sadece aşktır.
الحب لا يكون مثالى دائماً فالحب هو مجرد حب.

Bazı insanların para zamanlaması bir harika.
بعض الأشخاص لديهم توقيت مثالى عندما يتعلق الأمر بالمال

"Şu kostümlere, şu manzaraya bak Alan'ın sağ omzunun üstüne harika bir şekilde konumlanmış Cher'in evine bak.
انظر الى هذا المنظر انظر الى منزل تشيرى فى وضع مثالى خلف الكتف الايمن لالن.

Saçlarınız nasıl hep böyle harika görünüyor?
هل مازالت هناك فرصه؟ كيف يبدو شعرك دائما مثالى ؟

Diğer kaçtığımız hapishanelere kıyasla... kusursuz olan bu hapishaneden daha fazla adamı kaçırarak.
بإخراج أكبر عدد من الرجال من هنا معسكرهم مثالى لم يهرب منة أحد من قبل

Tipik bir hukukçu sorusu. Hayır, ben Sir William Blackstone değilim. Cynthia?
سؤال مثالى من محامى يا بيرت, ولكنى لست السير وليام بلاكستون,وانت يا سينثيا ؟

Ama sen de, ideal bir üvey baba olmadığını itiraf etmelisin.
ولكنك يجب أن تعترف حقاً بأنك لم تكن زوج أم مثالى

örnek bir mahkum olacağım bu ölümüme mal olsa bile.
... سوف اكون سجين مثالى حتى لو ادى هذا لقتلى

9000 Serilerinin sicilleri mükemmeldir.
الفئة "9000" لديها سجل مثالى فى التشغيل.

Çok fazla mükemmeldi. Telefon, tatlım.
قد يكون عنده عيب لقد عرفت أنه مثالى جداً