Senin gibi bir amcığın herşeyi berbat etmesi için gereğinden çok uğraştık. | Open Subtitles | لقد عملنا بجهد كبير لندع وغد مثلُك يُفسد كل شىء |
Konuşmayı bırakalım. Bana nasıl savaştığını göster. Belki onları senin gibi bir timsalle eğitebilirim. | Open Subtitles | انسَ الحدّيث، و ارِني قتالك ربما أجعلهم مثلُك |
Ben mutsuzluğa yol açmıyorum. Onu tedavi ediyorum, aynı senin gibi. | Open Subtitles | أنا لا أسبب التعاسة أنا أستجيب لها، مثلُك تماماً |
Ve onu, senin gibi insanlar için daha iyi bir yer haline getirmek için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | وسأفعل أي شيء لآجعلها مكانًا أفضل لأناس مثلُك |
Onlara kimsenin onlar için senin gibi savaşmayacağını ve eğer seni bırakırlarsa, bunun hayatlarındaki en büyük hata olacağını söyledim. | Open Subtitles | قلتُ لهم... لن يحارب أحد من أجلِهم مثلُك واذا تركوك، فستكون أكبر غلطة فى حياتِهم |
Senin gibi başka insanlar yok. | Open Subtitles | لا يوجد أحد مثلُك |
Sizin gibi okyanus esintisi alamıyoruz biz. | Open Subtitles | لانصاب بنسيم المحيط مثلُك |
Senin gibi aptal. | Open Subtitles | فتىً مغفل، مثلُك تماماً. |
Tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | مثلُك تماماً |