| Filmlerdeki gibi güzel olacağını düşünmüştük. | Open Subtitles | ماعدا ذلك , لقد اعتقدنا انها ستكون جيده مثل الافلام |
| Bir keresinde, aynı Filmlerdeki gibi bütün bir elmayı bıçağa batırıp yediğini görmüştüm. | Open Subtitles | اعني, مرة رأيتها تأكل تفاحة كاملة مستخدمة سكينة مثل الافلام |
| Bazıları İngilizce konuşuyordu. Amerikalılar. Filmlerdeki gibi. | Open Subtitles | سمعت بعضهم يتحدثون الإنجليزية أمريكيون ، مثل الافلام |
| Aynı Filmlerdeki gibi. | Open Subtitles | مثل الافلام تماما |
| - Bu işler böyle yürümüyor. Filmlerdeki gibi aşık olmalısın. | Open Subtitles | عليك ان تتقرب ,مثل الافلام |
| Evet, Filmlerdeki gibi, rüya skandalı sona erdi. | Open Subtitles | حسناً, مثل الافلام |
| Filmlerdeki gibi. | Open Subtitles | . مثل الافلام ؟ |