Fakat onunda bugün getirdiğin diğer herkes gibi nitelikleri var. | Open Subtitles | ولكنها مؤهلة مثل الباقين الذين أحضرتهم اليوم |
Söyleneni herkes gibi duymazlık edemedim. | Open Subtitles | لم أكن أستطع أن أسمع القصة مثل الباقين |
Beni diğerleri kadar aptal mı sandın? Daha aptalsın. | Open Subtitles | أتعتقدي أنني غبي مثل الباقين ؟ |
Peder Mather'in verdiği iyi haberlere diğerleri kadar sevinmış gorünmüyorsun. | Open Subtitles | لا تبدو مُتحمساً بشأن أخبار كاهن (مازر) الموقّر الجيدة مثل الباقين. |
Ama sen de tıpkı diğerleri gibisin. İyi yolculuklar. | Open Subtitles | ولكنك مثل الباقين فقط احظى بقياده جيده |
- Hayır, bilmiyorum. - Sen de diğerleri gibisin. | Open Subtitles | لا، لا اعلم - أنت فقط مثل الباقين - |
Neden herkes gibi içeride uyumuyorsun? | Open Subtitles | كيف لا تنام بالداخل مثل الباقين ؟ |
Ve elinden geleni yapmaya çalışıyorsun. Diğer herkes gibi. | Open Subtitles | و تقوم به بأفضل طريقة مثل الباقين |
herkes gibi bizde normal bir aileydik. | Open Subtitles | لقد كنا عائلة عادية مثل الباقين |
Kız benden bacaklarımı açmamı bekleyeceksin deyince ben de hayır, herkes gibi yalnızca kıçını tekmelemek istiyorum dedim. | Open Subtitles | فقالت لي "تتوقع مني أن أفتح قدماي" "أنا أقول، "لا سأركلك مثل الباقين |
Marie Curie -- belki de "Marie Antoinette," demeliyim ki bu şaşırtıcı olurdu-- Marie Curie, aşağıda soldan üçüncü fotoğrafa alındı fakat herkes gibi giyinmesi gerekmişti. | TED | (ماري كوري)، ربما أستمر بقول، "ماري أنطوانيت" -والذي قد يكون حدثاً مفاجئاً- (ماري كوري)، الثالثة من اليسار في الصف الأسفل، سمحوا لها بالدخول، لكن كان عليها أن تلبس مثل الباقين. |
Sen de diğerleri gibisin. Et. | Open Subtitles | أنك تماما مثل الباقين , لحم |