| Frankie, spor hayat gibidir. | Open Subtitles | فرانكي، والرياضة هي مثل الحياة. |
| Satranç hayat gibidir. | Open Subtitles | الشطرنج مثل الحياة |
| Tıpkı gerçek hayat gibi, kurgusal dünyalar sürekli toplumsal ve toplumsal kurallar izgesi içerisinde devinir. | TED | تماما مثل الحياة الحقيقية، فإن العوالم الخيالية تشتغل باستمرار ضمن سلسلة من القوانين الاجتماعية والمادية. |
| Bunu seviyorum çünkü yaşam gibi belirsiz, zor. | Open Subtitles | احبها لأنها مثل الحياة, تعرف؟ تعرف, كانها محجوبة, صعبة |
| İyi bir vücut, beyin boş olduğu sürece hayat kadar değersizdir! | Open Subtitles | جسد جيد مع عقل غبي يكون رخيصا مثل الحياة نفسها |
| Bir yöne doğru gitmek isteriz, ama rüzgarlar bizi tıpkı hayattaki gibi başka bir yöne savurur. | TED | وعندما نريد الذهاب في وجهة ما فقد تمنعنا الرياح عن ذلك وتدفعنا في جهة أُخرى " مثل الحياة " |
| Haftasonları da, tıpkı hayat gibi, kısadır. | Open Subtitles | العُطلات مثل الحياة ، قصيرة |
| Basketbol, tıpkı hayat gibidir. | Open Subtitles | كرة السلة هي تماما مثل الحياة |
| O ip hayat gibidir. | Open Subtitles | هذا الحبل مثل الحياة! |
| Ama rüyalar da, hayat gibidir. | Open Subtitles | " ولكن الأحلام مثل الحياة " |
| Aynı hayat gibi, soru sormaktır. | TED | هى أيضا ، تماما مثل الحياة ، طرح الأسئلة. |
| Orada olmak zorundasın, doğaçlama var. hayat gibi. | Open Subtitles | يجب أن تكوني موجودة وترتجلين مثل الحياة. |
| Ama kader de hayat gibi tahmin edilemezdir. | Open Subtitles | ولكنه القدر مثل الحياة لا يمكن توقع ماسيحدث |
| Ancak, görüyorsunuz, yaşam gibi değişimler içimize sessizce sokuluyor. | Open Subtitles | و لكن التغيير مثل الحياة له طريقة بالتسلل علينا |
| Çünkü aşk, yaşam gibi, zaman içinde varolur. | Open Subtitles | ،لأن الحب، مثل الحياة .موجود في الوقت |
| Çünkü ölüm de yaşam gibi tesadüfîdir. | Open Subtitles | فالموت عشوائي مثله مثل الحياة. |
| Geri döndüm , hayat kadar gerçek ve iki kat daha çirkin. - Ama Steele onu havaya uçurmuştu ! | Open Subtitles | لقد عدت, كبير مثل الحياة و مضاعف الكراهيه |
| Geri döndüm , hayat kadar büyük iki kat daha çirkin olarak. | Open Subtitles | لقد عدت, كبير مثل الحياة و مضاعف الكراهية |
| Gerçek hayattaki gibi. | Open Subtitles | إنها مثل الحياة. |
| - hayattaki gibi mi hissettiriyor? | Open Subtitles | -وهل تبدو مثل الحياة الحقيقية؟ |
| Bir döngüydü, tıpkı hayat gibi. | Open Subtitles | كان دورة، مثل الحياة |