| Onunla arazide karşılaşan insanlarla konuştuğumda, onun tıpkı, bir ayı gibi davrandığını, ve onlara ayı gibi kükrediğini söylemişlerdi. | Open Subtitles | تحدثُ مع اشخاص رأوه و عاشوا معه في الميدان كان يتصرف مثل الدب كان غريبا |
| Çizgi filmlerde, balık yiyen ayı gibi iskeletini çekip çıkaracağım, sonra da onunla ruhunu pataklayacağım. | Open Subtitles | سأقتلع هيكلك العظمي مثل الدب في الأفلام الكرتونية وهو يأكل السمكة |
| Bir ayıya benzeyen, bir ayı gibi ses çıkaran ve bir ayı kadar kötü kokan tek şey bir ayıdır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يشبة الدب وصوتة يشبة الدب ورائحتة سيئة مثل الدب هو الدب |
| -O da ayıya benziyor -Öyle mi? | Open Subtitles | إنه مثل الدب أيضاً - حقاً؟ |
| Tıpkı yeminini bozan çılgın ayı gibi. | Open Subtitles | تماما مثل الدب المجنون نكث اليمين |
| Oynayan ayı gibi başkasının eğlencesi için kullanılmak. | Open Subtitles | أن تكون تسلية لشخص آخر ...مثل الدب الراقص |
| O yaralı ve hep ayı gibi homurdanır. | Open Subtitles | حسنا، إنه مجروح وهو أيضا متذمر مثل الدب! |
| Hayvanat bahçesindeki ayı gibi uyuşuyorsun. | Open Subtitles | كلك مخدراً مثل الدب في حديقة الحيوانات! |
| Bir ayı gibi. Ama sana boynuz da vermişler. | Open Subtitles | مثل الدب ماعدا لو أعطوك قرون |
| Ama o bir ayı gibi kış uykusuna yatmaz. | Open Subtitles | لكنه لا يستطيع النوم مثل الدب |
| Her zaman yalnız, tıpkı bir ayı gibi. | Open Subtitles | إنه بمفرده دائماً, مثل... مثل الدب. |
| O da oyuncak ayı gibi. | Open Subtitles | إنه مثل الدب أيضاً - حقاً؟ |
| O da oyuncak ayı gibi. | Open Subtitles | إنه مثل الدب أيضاً - حقاً؟ |
| ayı gibi güçlü. | Open Subtitles | قوية مثل الدب! |
| ayı gibi! | Open Subtitles | مثل الدب! |
| Evet, ve o bir ayı kadar kuvvetli, fakat ağır. | Open Subtitles | نعم ، و هو قوى مثل الدب لكنه بطئ |