| İğrenç bir saldırıdan suçlu bulunmuş ya da suçu kabul etmiş. | Open Subtitles | وجد مذنباً أو أقر بذنبه فى جريمة مثيرة للإشمئزاز |
| Tanrım. Sen iğrenç, aşağılık bir yaratıksın. | Open Subtitles | يا إلهي، أنتي شخصية ضحلة مثيرة للإشمئزاز |
| Dünyanın en iğrenç su parkını görmek gibiydi. | Open Subtitles | إنها مثل أكثر جولة مثيرة للإشمئزاز في الحديقة المائية |
| Üzerine daha fazla trajedi yüklemek istemezdim ama şuranda iğrenç bir kabarcık çıkmış. | Open Subtitles | أكره أن أحمّلك مأساة آخرى ولكن لديك نفطة مثيرة للإشمئزاز |
| Bu iğrenç bir fikir derim. | Open Subtitles | يمكنني القول بأنها فكرة مثيرة للإشمئزاز |
| Oh gerçekten iğrençsin | Open Subtitles | يا إلهي، أنتي شخصية ضحلة مثيرة للإشمئزاز |
| Tabatha ile esrar içtiğine inanamıyorum. O çok iğrenç biri. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنكِ دخنتي الحشيش مع تابثا، أنها مثيرة للإشمئزاز جداً |
| Evet, iğrenç şeyler söylüyor. Nereye gidiyoruz? | Open Subtitles | نعم إنه يقول أمور مثيرة للإشمئزاز أين نحن ذاهبون؟ |
| Umarım, bu, iğrenç ve maddi olması kesin ilişkiden asla pişmanlık duymazsın. | Open Subtitles | ... أتمنى ألا تندمي أبداً على ما ستكون علاقة مثيرة للإشمئزاز |
| İnsanları baştan çıkardı iğrenç öğretilerini yaydı. | Open Subtitles | ...أغرىَ الناسَ علم مذاهب حمقاء مثيرة للإشمئزاز |
| - Yalan bu. Pis, iğrenç bir yalan. | Open Subtitles | انها كذبة كذبة قذرة، مثيرة للإشمئزاز |
| İğrenç bir hayal kırıklığı. | Open Subtitles | ♪ خيبة أمل مثيرة للإشمئزاز |
| İğrenç bir şey. | Open Subtitles | أنها مثيرة للإشمئزاز |
| İğrençsin. | Open Subtitles | أنت مثيرة للإشمئزاز |
| Biraz kötü, ama daha çok iğrenç şeyler. | Open Subtitles | -سيّئة قليلًا، بالأحرى مثيرة للإشمئزاز |