| Bu bıçak gösterisiyle, Mecazi olarak yeni kitabımın kurdelesini kesmiş olacağımı düşündüm. | Open Subtitles | لقد توقعت ان هذه السكاكين ستكون مجازياً كـ قص الشريط لكتابي الجديد |
| Peki gerçekte nasıl işliyor? Görünen o ki Mecazi anlamda penceresiz bir arka oda var. | TED | كيف تعمل في الواقع؟ لقد وضح أن هناك غرفة خلفية من النوع بلا نوافذ، أتحدث مجازياً. |
| O Mecazi anlamda kullanıIır, beyinsiz. Legion of Doom'u okumadın mı sen? | Open Subtitles | إنه مجازياً يا غبي هل قرأت حتي عن جحافل الموت؟ |
| mecazen konuşuyorum aynı senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | لقد كنت أتحدث مجازياً كما فعلت أنتِ طبعاً |
| Yani gerçek manada gerçekten evlenirken mecazen olunca bir sahne gösterisi olarak evlenmiş oluyorsunuz. | Open Subtitles | لذا حرفياً يعني زواجاً فعلياً، أما مجازياً فيعني أن تتزوجها من أجل التسلية المسرحية. |
| O adamı iki yanağının ortasından öpmek bana koymazdı, Lafın gelişi. | Open Subtitles | لا أمانع ان أقبل هذا الرجل بين مؤخرته, مجازياً |
| Yedi-başlı canavar bir metafordur. | Open Subtitles | فإن الوحش ذا الرؤوس السبع ماهو إلا تعبيراً مجازياً. |
| Bu duyguyu bilirim, Mecazi anlamda yani. | Open Subtitles | أعرف هذا الشعور حتى لو كنت أتكلم مجازياً |
| Yani Mecazi anlamda. Çünkü coğrafi anlamda hastanenin köşesindeki bir kahve evi muhtemelen gidebileceğin en uzak yer değildir. | Open Subtitles | مجازياً لٔانه جغرافياً المقهى بجوار المستشفى |
| Daha çok, penisim olduğu için Mecazi olarak ona tecavüz ettim. | Open Subtitles | لكنني اغتصبتها مجازياً بما أنني أملك قضيباً |
| Seni öldüreceğini söylerse, üstüne alınma, Mecazi anlamda söylüyordur. | Open Subtitles | أذا قالت لك أنها ستقتلك لا تعتبر ذلك تعبيراً مجازياً. |
| Ayrıca, seninle konuşmak, Mecazi olarak kendime senin gözlerinden bakmamı gerektirecek, yine geçici olarak. | Open Subtitles | كما أنّه بحديثي إليكَ سيجعلني أحكم على نفسي مجازياً من خلال وجهة نظركَ مُجدداً لبعض الوقت |
| Mecazi mi konuşuyoruz bilmiyorum ama, bu yorucu. | Open Subtitles | لا اعلم إذا نحن نتكلم مجازياً او لا الامر متعب |
| Bilirsin, Mecazi olarak. | Open Subtitles | يتعين ان تمعني النظر بذلك تعرفين مجازياً |
| Gerçek manada değil, mecazen bir göletin kıyısında. | Open Subtitles | بل يقف مجازياً على حافة بركة، لا حرفياً. |
| Yakından bakarsanız mecazen gerçek olduğunu görebilirsiniz. | Open Subtitles | إن أمعنت النظر بما يكفي، أظنك سترين أنها حقيقية مجازياً. |
| Aleviniz ne zaman sönerse, ki mecazen konuşmuyorum gerçekten yangın çıkmasını bekliyorum. | Open Subtitles | لفتاتك المجنونة هذه لفترة، وعندما تتساقط عليك ألسنة اللهب، ولا أعني ذلك مجازياً فأنـا أتوقع أن تكون هناك ألسنة لهب حقيقة |
| "mecazen" ise sadece yaşanıyormuş gibi hissedildiğini ifade eder. | Open Subtitles | "مجازياً" كلمة تعني أن الأمر يظهر فقط أنه يحدث. |
| Teşekkür ederim ama mecazen öyle demiştim Dr. O'Connor. | Open Subtitles | شكراً، لكنني قصدتها مجازياً يا د. (أوكونر) |
| Yani, mecazen. | Open Subtitles | كما تعرفون مجازياً |
| Lafın gelişi öyle dedim. | Open Subtitles | كان كلاّماً مجازياً |
| Belki de bir metafordur bu. | Open Subtitles | ربما هذا تعبيراً مجازياً |
| Yaşamları paramparça oldu, hem mecaz hem kelime anlamında, ama bir şey bulamadım. | Open Subtitles | حياتهم مُزقت تماماً مجازياً وحرفياً ولا يمكنني إيجاد شيء |